Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
E:2023/4416, K:2024/6441, T:17.09.2024
- Anonim Şirket Genel Kurul Kararının İptali Davası
- Muhalefet Şerhinin Yazdırılmaması
- Dava Şartı Yokluğu
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI :2022/1981 Esas, 2023/838 Karar
HÜKÜM :Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2019/268 E., 2021/251 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin ortaklarından … …’in 02.01.2019 tarihinde vefatı ile şirketteki hisselerinin müvekkillerine intikal ettiğini, şirket yönetim kurulunun boşalan yönetim kurulu üyeliğine seçim yapmadığı gibi müvekkillerinin miras hisselerini pay defterine işlemediğini, şirket yönetim kurulunun 14.09.2019 tarihli kararıyla 08.04.2019 tarihinde 2016-2017-2018 yılı olağan genel kurul toplantısı yapılmasına karar verilerek taraflarına bildirildiğini, şirketin üç kişiden oluşması gereken yönetim kurulun iki kişi ile aldığı kararların batıl olduğunu, yönetim kurulu kararı batıl olduğundan yapılan genel kurulun da geçersiz olduğunu, gündemin 3. maddesi ile faaliyet raporunda belirtilen pay dağılımına itiraz ettiklerini, müvekkillerinin ortaklık paylarının %39 değil %43 olduğunu, zira muris tarafından …’e 12.07.2016 ve 01.03.2018 tarihli pay devirlerinin geçersiz olduğunu, taraflar arasında yapılmış bir devir sözleşmesi bulunmadığını, pay devrinin şirkete bildirilmediğini ve ilan edilmediğini, devir bedellerinin ödenmediğini, pay devirleri geçersiz olduğundan genel kurulda alınan kararların da hükümsüz olduğunu, … … ve … ile altsoyu N.E. … İ…arasındaki pay devrinin muvazaalı ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 433 üncü maddesi gereğince geçersiz olduğunu, bu pay devirlerinin oy kullanma yasağının aşılması amacıyla yapıldığını, gündemin 4. maddesi ile görüşülen finansal tablolarda bir takım manipülasyonlar yapıldığını ve beyanların gerçeği yansıtmadığını, şirketin 2016, 2017, 2018 yıllarında hiç faaliyette bulunmamış gibi gösterildiğini, şirket taşınmazlarının kiraya verilmeme sebeplerinin açıklanmadığını, ciddi bir gelir kaybı söz konusu olduğunu, gündemin 5. maddesi ile yönetim kurulu üyelerinin ibrasının oylandığını, yönetim kurulu üyelerinin kendilerinin ve birbirinin ibrasında oy kullanamayacağını, ancak genel kurulda paydaş ve yönetim kurulu üyelerinin oy kullandığını, ibrada diğer paydaşların olumlu oy kullandığını, ancak alt ve üst soy ibrasında oy kullanılamayacağı gerekçesiyle hiçbir paydaşın oy kullanamayacağının belirtildiğini, müvekkillerinin kullandığı oylar geçerli olup ibra edilmeme sebebinin çarpıtıldığını, alt ve üst soyun ibrada oy kullanabileceğini, bu gündem maddesinde alınan kararın iptalinin gerektiğini, gündemin 7. maddesinde yönetim kurulu üyeliğinde eksilme meydana gelmesine rağmen genel kurulun yakın olması nedeniyle yerine atama yapılmadığının belirtildiğini, bu nedenle alınan kararın iptalinin gerektiğini, gündemin 9. maddesinin, şirket merkez adresindeki taşınmazların … …’e devrine ilişkin olduğunu, devrin yapılabilmesi için … ve …’in şirketteki paylarını genel kuruldan 3 hafta önce altsoylarına devrederek ortaklıktan bilerek ayrıldıklarını, 6102 sayılı Kanun’un 408 inci maddesi gereği %75 olması gereken karar nisabının %61 olduğunu, aynı Kanun’un 393 üncü maddesindeki oydan yoksunluk kuralına da riayet edilmediğini, bu nedenle alınan kararın geçersiz olduğunu ileri sürerek 08.04.2019 tarihli genel kurulda alınan kararların tümden iptaline, aksi takdirde 3, 4, 5, 7 ve 9 numaralı gündem maddelerinde alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların hisselerinin pay defterine işlendiğini ancak vekillerinin hisse oranlarına itirazı nedeniyle pay defterini imzalamadıklarını, davacıların genel kurula çağrıldıklarını ve temsillerinin sağlandığını, … ve … …’in hisselerini devretmelerinin hiçbir şekilde kararların oylamasını etkilemediğini, davacıların murisinin ölümünden sonra bir yönetim kurulu kararı alınmadığını, ayrıca şirket yönetim kurulu üyeleri 3 kişiden oluşsa da 2 üyenin imzası ile temsil edilebildiğini, 9, 10 ve 11 numaraku gündem maddelerinin genel kurulca karara bağlanması gereken maddeler olmadığını, yeni ortaklara bilgi verilmesi amacıyla bu maddelerin yazıldığını, yönetim kurulunun bunları genel kurulda görüşmeden de karara bağlayabileceğini, 2018 yılı bilançosunda manipülasyon yapıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, taşınmazların kiraya verilmesi için çalışmalar yapıldığını, yönetim kurulu üyelerinin oy yasağı ve davacıların olumsuz oyu ile nisap yetersizliğinden ibranın sağlanamadığını, taşınmaz devrinin murisin de yer aldığı sözleşme gereği olduğunu, buna rağmen bu güne kadar bir devir yapılmadığını, kaldı ki taşınmazın değerinin şirket aktiflerinin %5’inden daha az olduğunu, … …’in 12.07.2016 ve 01.03.2018 tarihli hisse devrine ilişkin devir sözleşmesi, yönetim kurulu kararı ve imzalı pay defterinin bulunduğunu, ayrıca 01.03.2018 tarihli devre ilişkin ödemelerin sözleşme ile takside bağlandığını, vadesi gelen ödemelerin yapıldığını, … ve … …’in serbest iradeleri ile hisselerini kızları ve oğullarına devrettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacıların vekili aracılığı ile toplantıya katıldıkları ve iptali istenen kararlara ilişkin karşı oy kullandıkları ancak muhalefet şerhini yazdırmadıkları, kararların görüşülmesi sırasında sonradan alınacak muhtemel bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesinin, alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımadığı, muhalefetin görüşülen öneriye değil, alınan karara karşı yapılması gerektiği, bu haliyle davacıların dava konusu genel kurul toplantısının iptalini dava etme hakkının bulunmadığı, kaldı ki iptali istenen dava konusu kararların yasaya, esas sözleşmeye aykırı olmadıklarının tespit edildiği gerekçesiyle davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davacılar vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı şirketin 08.04.2019 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6102 sayılı Kanun’un 393, 408 ve 433 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun’un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 17.09.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.