Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
E: 2017/418, K:2020/260, T:05.03.2020
- Şirket Merkezi
- Şirket Adresi
- Anonim Şirket Merkezinin Değiştirilmesi
- Anonim Şirket Adresinin Değiştirilmesi
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mah.Sıf.)
1. Taraflar arasındaki “ticaret sicil müdürlüğünün kararının iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili 27.09.2013 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 28.06.2013 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında şirket esas sözleşmesinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) uygun olarak tadilini teminen bazı maddelerinde oy birliğiyle değişiklik yapıldığını, değişiklik yapılan esas sözleşmenin 4. maddesi ile 17. maddesinin (c) fıkrasının 2. paragrafına ait tescil taleplerinin davalı tarafından haksız olarak reddedildiğini ileri sürerek davalı … Müdürlüğünün ret kararına karşı itirazlarının kabulü ile reddedilen hususların tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
5. Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 02.10.2013 tarihli ve 2013/653 E., 2013/48 K. sayılı kararı ile; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davacı şirketin esas sözleşmesinin yeni metninin 4. maddesinde şirket merkezinin “Kocaeli” olduğu belirtilmesine rağmen şirket açık adresinin belirtilmediği, tescil işleminin yapılacağı ticaret sicil müdürlüğünün belirlenmesi için şirket açık adresinin bulunması gerektiği, bu hususa ilişkin Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünün kararının doğru olduğu, şirket esas sözleşmesinin 17. maddesi açısından ise, genel kurulun şirket merkezinin bulunduğu yerde ya da yönetim kurulunun uygun bulduğu bir yerde toplanacağı belirtilmiş olup, şirket merkezi belirtilmediğinden genel kurul toplantısının nerede yapılacağının açık olmadığı, öte yandan genel kurul toplantısının şirket merkezi dışında yapılması hâlinde dahi esas sözleşmede açıkça bunun düzenlenmesi gerektiği, bu nedenle Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen kararın doğru ve yerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
6. Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
7. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15.04.2014 tarihli ve 2013/18727 E., 2014/7406 K. sayılı kararı ile; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra “…dava, ticaret sicil müdürlüğü kararının iptali, ana sözleşmede değişiklik içeren genel kurul kararının tescili istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf, şirket genel kurul toplantısında şirket ana sözleşmesindeki değişikliklere ilişkin yeni metindeki “Şirket Merkez ve Şubeleri” başlıklı 4. madde hükmünün mevzuata aykırı olmadığını ileri sürerek, bu maddenin tescil isteminin reddine ilişkin kararın iptalini istemiştir. Ana sözleşmenin 4. maddesi “Şirket merkezi Kocaeli’dedir…” ibaresini içermektedir. 6102 sayılı TTK’nın 339. maddesinde esas sözleşmede bulunması gereken hususlar sınırlı sayıda sayılmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasının a bendinde şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunması gerektiği belirtilmiş ise de, şirketin açık adresinin esas sözleşmede bulunması şart koşulmamıştır. Nitekim mülga 6762 sayılı TTK’nın 279. maddesi de aynı mahiyettedir. Bu durumda, mahkemece, esas sözleşmenin yeni metninin 4. maddesinde şirket adresinin belirtilmediği gerekçesiyle, bu yöndeki davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
8. Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 29.05.2015 tarihli ve 2015/254 E., 2015/253 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
9. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
10. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı şirketin esas sözleşmesinde yer alan “Şirketin merkezi Kocaeli ili Gebze İlçesindedir…” maddesinin “Şirketin merkezi Kocaeli’dedir…” şeklinde değiştirilerek şirketin açık adresine yer verilmemesinin 6102 sayılı TTK’nın 339/2-a maddesine aykırılık teşkil edip etmediği, buradan varılacak sonuca göre davalı … Müdürlüğünün tescil işleminin reddine dair işleminin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
11. Dava, ticaret sicil müdürlüğünün kararının iptali ile esas sözleşmede değişiklik içeren genel kurul kararının tescili istemlerine ilişkindir.
12. Dava tarihinde yürürlükte olan ve somut olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nin 339/2-a (6762 sayılı TTK’nin 279/2-1) maddesi gereğince “şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunacağı yer” anonim şirket esas sözleşmesinin içeriğinde bulunması zorunlu bir unsurdur. Yine aynı Kanun’un 354/1-b (6762 sayılı TTK’nin 300/1-1) maddesi gereğince esas sözleşmenin tescil edilmesi durumunda tescilin olumlu etkisine sahip bulunan esas sözleşme hükümleri arasında “şirketin ticaret unvanı ve merkezi” de sayılmıştır. Görüldüğü üzere hem mülga 6762 sayılı TTK döneminde hem de 6102 sayılı TTK döneminde anonim şirket esas sözleşmesinde “merkez” zorunlu olarak bulunması gerekli unsurlar arasında yer almış, ancak şirket merkezinin açık adresinin esas sözleşmede yer alacağına dair bir hükme yer verilmemiştir.
13. Bununla birlikte 6762 sayılı TTK döneminde yürürlükte olan 25.07.2003 tarihli ve 25179 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın 2003/3 sayılı Anonim ve Limited Şirketlerin Kuruluş ve Ana Sözleşme Değişikliği İşlemlerine İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’de şirket merkezinin esas sözleşmede il ve ilçe olarak gösterilmesinin haricinde açık adresinin de yazılması gerektiği ifade edilmiş; hatta buna ilişkin hükmün esas sözleşmede ne şekilde kaleme alınacağı da gösterilmiştir. Anılan Tebliğe göre, esas sözleşmede yer alması gereken düzenleme “Şirketin merkezi…dır. Adresi…dır. Adres değişikliğinde yeni adres, ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan ettirilir. Tescil ve ilan edilmiş adrese yapılan tebligat şirkete yapılmış sayılır. Tescil ve ilan edilmiş adresinden ayrılmış olmasına rağmen, yeni adresini süresi içinde tescil ettirmemiş şirket için bu durum fesih sebebi sayılır.” şeklindedir. Bu nedenle 6762 sayılı TTK döneminde kurulan anonim ile limited şirketlerin tamamı anılan Tebliğ ile getirilen zorunluluk gereği, sözleşmelerinde şirket merkezinin açık adresine yer vermek durumunda kalmışlardır. Anılan Tebliğ 15.11.2012 tarihli ve 28468 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ ile yürürlükten kaldırılmış ve yeni Tebliğ’de ise şirket sözleşmesinde adres belirtilmesine dair bir hükme de yer verilmemiştir.
14. Görüldüğü üzere artık mevzuatta esas sözleşmede adresin belirleneceğine dair bir husus yer almamaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki; şirketin merkezinin değiştirilmesi esas sözleşme değişikliğini gerektirmesine rağmen, adres değişikliği, esas sözleşme değişikliğini gerektirmeyip sadece yönetim kurulu kararı ve bunun sicile tescili yeterli olmaktadır.
15. Anonim şirket, tüzel kişiliğe haiz bir ticaret şirketi olduğundan bir tüzel kişilik olarak faaliyetlerini yürüttüğü ve işlerine ilişkin önemli kararlarının yoğunlaştığı bir yerleşim yerine ihtiyacı vardır. Gerçek kişilerdeki yerleşim yerinin karşılığı anonim şirketlerde merkez olarak karşımıza çıkmaktadır. Tek bir kanuni merkeze sahip olan ticaret şirketlerinin birden fazla ticari işletmesinin bulunması olasılığında ise, merkez dışındakilerin şube olarak nitelendirilmesi kaçınılmazdır. Şirketin merkezi tek olup, esas sözleşmede belirtilmesi gereken zorunlu bir unsur olarak değerlendirildiğinden merkez, Türkiye’de kurulu şirketler için Türkiye sınırları içerisinde bir mülki idare birimi olmalıdır. O hâlde şirket merkezinin il ve ilçe olarak açıkça, herhangi bir şüpheye yol açmaksızın esas sözleşmede belirlenmesi gerekir (Pulaşlı, Hasan: Şirketler Hukuku Şerhi C. I, Ankara, 2011, s. 614). Bunun hukuki dayanağı ticaret sicili teşkilatıdır. 6102 sayılı TTK’nin 24/1. maddesi gereğince, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından il merkezindeki ticaret ve sanayi odaları ile ticaret odalarında faaliyet gösterecek şekilde ticaret sicili müdürlükleri kurulur. Bakanlık il merkezleri dışındaki odalarda ticaret sicili müdürlükleri kurabileceği gibi müdürlüklere bağlı şubeler de kurabilir. Ayrıca 27.01.2013 tarihli ve 28541 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin (TSY) 5/3. maddesi gereğince, müdürlüklerin görev alanı odaların kuruldukları il ya da ilçe ile sınırlıdır. Bakanlık oda bulunmayan ya da olup da yeterli teşkilatı olmayan il ve ilçeleri de içine alacak biçimde müdürlüklerin görev alanlarını değiştirebilir. Bu durumda anonim şirket de ticaret siciline tescil ile kurulduğundan ve kurulduğu yerin ticaret sicili müdürlüğüne bağlı tutulacağından şirketin merkezinin il ve ilçe bazında gösterilmesi gerekli ve yeterlidir.
16. Anonim şirketin merkezinin il ve ilçe olarak herhangi bir şüpheye yol açmaksızın esas sözleşmede belirtilmesi gerektiği 6102 sayılı TTK’de birçok yönüyle karşımıza çıkmaktadır. Özellikle, şirketin davalı olduğu uyuşmazlıklarda yer bakımından yetkinin tayininde şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemeleri esas alınmaktadır. Benzer şekilde şirkete karşı icra takibi yapılacağında da yetki şirketin merkezinin olduğu yere göre tayin edilmektedir. Yine şirket esas sözleşmesinin tescil edileceği yer şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret sicili müdürlüğüdür. Bu durum sadece kuruluşa özgü olmayıp şirkete dair her türlü tescil, tadil ve terkin işlemleri için de geçerliliğini devam ettirecektir.
17. Bununla birlikte şirket merkezinin il ve ilçe olarak ticaret siciline kaydı, merkez kavramı açısından ticaret sicilinin olumlu etkisine bağlanan hüküm ve sonuçlar ile doğrudan etkilidir. Örneğin anonim şirketi temsile yetkili kimselerin yetkilerinin yer bakımından; yani merkez/şube işleriyle sınırlandırılması ve bunun ticaret siciline tescil ve ilanında yine şirketin merkezine büyük bir önem atfedilmektedir. Zira, merkez dışında yapılan işlemin geçersizliği iyi niyetli olmayan üçüncü kişiye karşı ileri sürülebilecektir. Ayrıca şirketi temsile yetkili kimselerin şirket adına düzenleyecekleri belgelerde şirketin merkezi, sicile kayıtlı olduğu yer ve sicil numaralarına yer vermesi gerekir (TTK, m. 372/2). Böylelikle uyuşmazlık çıktığında, muhatabın tespiti şirket adına düzenlenen belgelerden kolaylıkla yapılabilecektir.
18. Öte yandan anonim şirkette merkezin değiştirilmesi esas sözleşme değişikliğini gerektirdiğinden 6102 sayılı TTK’nin 421/1. maddesi gereğince genel kurulun toplanıp karar alması lazımdır. Aynı Kanun’un 455/1. maddesi gereğince ise şirket esas sözleşmesinin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararı, yönetim kurulu tarafından, şirket merkezinin ve şubelerinin bulunduğu yerin ticaret siciline tescil edilir. Ancak esas sözleşme değişikliği şirket merkezinin değiştirilmesini içeriyorsa tescil, yeni merkezin bağlı bulunduğu ticaret sicil müdürlüğünden talep edilmelidir. Bu husus TSY’nin 111. maddesinde; “Bir ticari işletmenin veya ticaret şirketinin Türkiye’deki merkezinin başka bir sicil bölgesine taşınmasının tesciline ilişkin başvurularda, şirket sözleşmesinin değişikliğine ilişkin belgelere ek olarak eski merkezdeki müdürlükten alınacak sicil özeti de müdürlüğe verilir.” şeklinde ifade edilmiştir. Bununla birlikte, yeni merkezin bulunduğu yer müdürlüğünde tescil talep edildikten sonra yeni merkezin bulunduğu yer müdürlüğü, yapılan tescil hakkında, eski merkezin bulunduğu yer müdürlüğünü bilgilendirir ve bildirim üzerine eski merkezin bulunduğu yer müdürlüğünce kayıt silinir (TSY, m. 113/1).
19. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı şirketin 28.06.2013 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında şirket esas sözleşmesinin bazı maddelerinde oy birliğiyle değişiklik yapıldığı, esas sözleşmede yer alan “Şirketin merkezi Kocaeli ili Gebze İlçesindedir…” maddesinin de “Şirketin merkezi Kocaeli’dedir…” şeklinde değiştirildiği anlaşılmaktadır. Esas sözleşme değişikliğinin tescilinin talep edildiği davalı … tarafından şirketin merkezi ile ilgili maddeye yönelik olarak, değişiklikte açık adresin belirtilmediği ve maddenin değiştirilmiş şeklinde hangi ticaret sicil müdürlüğünün yetkili olduğunun belli olmadığı gerekçesiyle tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
20. 6102 sayılı TTK’nin yürürlüğünden itibaren mevzuatta esas sözleşmede açık adresin yer alacağına dair bir düzenleme yer almadığı gözetildiğinde davalı … Müdürlüğünün bu yöne ilişkin gerekçesini doğru kabul eden yerel mahkeme kararı yerinde değildir. Zira şirketin merkezi ile şirketin adresi farklı kavramlar olup, şirketin merkezinin değiştirilmesi esas sözleşme değişikliğini gerektirmesine rağmen, adres değişikliği, sadece yönetim kurulu kararı ve bunun sicile tescili yeterli olmaktadır.
21. Bununla birlikte esas sözleşmede şirket merkezinin il ve ilçe olarak herhangi bir şüpheye yol açmaksızın belirtilmesi gerektiği gözetildiğinde davacı şirketin esas sözleşmesinde yer alan “Şirketin merkezi Kocaeli ili Gebze İlçesindedir…” maddesinin “Şirketin merkezi Kocaeli’dedir…” şeklinde değiştirilmesi şirket merkezinin değiştirilmesi niteliğindedir. Başka bir deyişle davacı şirket Kocaeli-Gebze olan şirket merkezini Kocaeli olarak değiştirmiştir. Bu itibarla TSY’nin 111. maddesi gereğince tescil talebinin Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünden değil yeni merkezin bağlı olduğu Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünden talep edilmesi gerekmektedir. O hâlde davacı şirketin merkezinin değiştirilmesine yönelik tescil talebinin bu nedenle reddedilmesi doğru olacaktır.
22. Bu nedenle mahkemenin direnme kararına yönelik gerekçesi doğru değil ise de sonucu itibariyle doğru olan direnme kararının açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerle onanması gerekmiştir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerle ONANMASINA,
Gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.