Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
E:2020/306, K:2021/6945, T:08.12.2021
- Anonim Şirketin Önemli Miktarda Varlığının Toptan Satışı
- Toplantı ve Karar Nisabı
- Nitelikli Çoğunluk
- Genel Kurulun Devredilemez Görev ve Yetkileri
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.03.2018 tarih ve 2016/603 E- 2018/213 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 01.11.2019 tarih ve 2019/184 E- 2019/2072 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekilince duruşmalı, davalı vekili tarafından duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 07.12.2021 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı şirketin 136 ortaktan oluşan bir anonim şirket olmakla, bir ticari işletmesi bulunmayıp, ticari varlığını başkaca tüzel kişilere olan iştirakleri ile devam ettirmekte olduğunu, müvekkillerinin de davalı şirkete çeşitli paylarda ortak olduklarını, davalının ortaklarını 05/11/2013 tarihinde yapılmak üzere “Önemli Miktarda Şirket Varlığının Toptan Satışı” gündemi ile genel kurula çağırdığını, davalının toplam 245.000 paya bölünmüş bir şirket olduğunu, 05/11/2013 tarihli genel kurulun toplam 151.895 adet pay ile toplandığını, önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı kararlarının alınabilmesi için asgari nisapların TTK’nın 538/2 maddesinde düzenlendiğini, buna göre genel kurul açısından toplantı ve karar nisabı oluşmadığı için ortada geçerli bir genel kurul iradesi oluştuğundan da söz etmenin mümkün olmadığını ileri sürerek, davalı şirketin 05/11/2013 tarihli genel kurulunda 3. gündem maddesi ile alınan önemli miktarda şirket varlığının toptan satışına ilişkin kararın, yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, önemli miktarda şirket varlığının toptan satışının klasik bir genel kurul kararı olduğu için bu genel kurul kararına TTK’nın 418. maddesinin uygulanması gerektiğini, ayrıca önemli miktarda şirket varlığının toptan satışının işletmenin tümünün aktif ve pasifi ile satışı işlemi olduğunu, dava konusu olayda ise davalının bir şirketteki bir kısım iştiraklerinin kısmen birkaç kişiye satışı işlemi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı anonim şirketi esas sözleşmesinin 30. maddesinde sermayenin en az 1/4’ünü karşılayan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığı halinde genel kurulun toplanacağı ve kararlarının da toplantıda hazır bulunan oyların çoğunun ile verileceğinin düzenlendiği, bu düzenlemenin TTK’nın 418. maddesindeki düzenlemeyle aynı olduğu, TTK’nın 538. maddesindeki düzenlemenin tasfiye halindeki anonim şirketlere ilişkin düzenleme olduğu, davalı anonim şirketin tasfiye halinde olmadığı, bu nedenle TTK’nın 538. ve 420. maddeleri olayda uygulanma imkanının bulunmadığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı temsilcileri hakkındaki yönetmeliğin 22. maddesinin esas sözleşmenin 30. maddesine aykırı olduğu, alınan kararın TTK’nın 438. maddesinde belirtilen toplantı ve karar nisabına uygun olarak alındığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davalı şirket yönetim kurulu tarafından genel kurulun toplantıya çağrılmasında gündemin “önemli miktardaki şirket mal varlığının toptan satılması” olarak belirlendiği için satılan hisselerin şirketin önemli miktarda mal varlığını oluşturup oluşturmadığını belirlemeye gerek olmadığı, şirketin önemli ölçüde mal varlığının toptan satışı fiili bir tasfiye niteliğinde olduğundan ayrıca şirketin tasfiye halinde olması gerekmeksizin TTK’nın 538/2. maddesi yollamasıyla TTK’nın 421/3. ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkındaki Yönetmeliğin 22. maddesinin 12. fıkrasına göre, önemli miktarda şirket aktiflerinin toptan satışı kararlarının şirket sermayesinin en az %75’ini oluşturan pay sahipleri tarafından alınması gerektiği, toplantı ve karar alma nisabının gerçekleşmediği gerekçesiyle davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile Antalya Güçbirliği Holding A.Ş.’nin 05/11/2013 tarihli genel kurul toplantısında alınan “önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı”na ilişkin kararın iptaline karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, anonim şirketin önemli miktarda varlığının satışına dair alınan genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Davalı anonim şirket genel kurulu “önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı” gündem maddesi ile 05.11.2013 tarihinde toplanmış ve toplantıya katılanların çoğunluğu ile karar almıştır. Davacı ortaklar, alınan kararda TTK 538/2. ve 421/3-4 maddelerinde yer alan nisaplara uyulmadığını iddia ederken, davalı şirket karar için ağırlaştırılmış nisap gerekmediğini ve TTK 418. maddesinde öngörülen nisaplara uygun şekilde karar alındığını savunmaktadır.
TTK’nın Toplantı ve Karar Nisabı başlıklı 418. maddesine bakıldığında “(1) Genel kurullar, bu Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz. (2) Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verilir.” şeklinde düzenlenmeye yer verildiği; “Tasfiye” üst başlığı altında yer alan ve Aktifleri Satma Yetkisi başlıklı 538. maddesinin ise “(1) Genel kurul aksini kararlaştırmamışsa, tasfiye memurları şirketin aktiflerini pazarlık yoluyla da satabilirler. (2) Önemli miktarda aktiflerin toptan satılabilmesi için genel kurulun kararı gereklidir. Bu karar hakkında 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları uygulanır.” hükmünü içerdiği; 421. maddeye yapılan atıf nedeniyle konuya ilişkin 421/3. maddesi incelendiğinde ise, şirketin işletme konusunun tamamen değiştirilmesi, imtiyazlı pay oluşturulması, nama yazılı payların devrinin sınırlandırılması hususlarında esas sözleşme değişikliğinde, sermayenin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla karar alınacağına yer verildiği görülmüştür. Yine konuya ilişkin Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin Toplantı ve Karar Nisapları başlıklı 22. maddesinin 12. fıkrasında da (TTK 421/3. maddesine benzer şekilde) “Genel kurul toplantısında, önemli miktarda şirket aktiflerinin toptan satışı kararı, şirket sermayesinin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan pay sahiplerinin olumlu oylarıyla alınır. İlk toplantıda bu nisabın bulunmaması halinde, yapılacak ikinci toplantıda da aynı nisaplar aranır.” hükmüne yer verilmiştir. Şirket esas sözleşmesinin 30. maddesinde ise sermayenin en az 1/4’ünü karşılayan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığı halinde genel kurulun toplanacağı ve kararların da hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verileceği düzenlenmiş olup, TTK’nın 418. maddesi ile paralellik göstermektedir.
6102 sayılı TTK’nın 408/2-f. maddesinde önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı genel kurulun devredilemez yetkileri arasında sayılmıştır. Önemli miktarda varlığın ne anlama geldiği konusunda Kanunda bir açıklama olmamakla birlikte somut davada, genel kurul gündem maddesinde açıkça “önemli miktarda şirket varlığı”ndan söz edilmiştir.
TTK’nın 418. maddesi gereği kanunda ya da esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir düzenleme bulunmadığı sürece genel kurul kararlarının olağan çoğunlukla alınması kural olup önemli miktarda mal varlığı satışı için de gerek kanunda gerekse somut davadaki davalı şirketin ana sözleşmesinde kuralın aksine ağırlaştırıcı bir düzenleme bulunmamaktadır. Her ne kadar doktrinde önemli miktarda mal varlığının satışına dair genel kurul kararının da TTK’nın 538/2 maddesinin atfıyla 421/3-4’te gösterilen nitelikli çoğunlukla alınmasının gerekli olduğu ve tasfiye halinde olmayan ortaklıklar için bu hususa yer verilmemesinin unutulma eseri olduğu ileri sürülmekte ise de kanun koyucunun nitelikli çoğunluk istemiş olması halinde bunu açıkça öngörmesi gerektiği gibi savunulduğu gibi unutma halinin varlığında da bir yasa değişikliği ile murat hasıl olabileceğinden bu hususun unutulma eseri olduğu kabul edilemediği gibi kanunda yeter sayılar yönünden ayrıca ve açıkça düzenlenmemiş tüm genel kurul kararları TTK’nın 418. maddesindeki nisaplara tabi olduğundan bu yönde kanun boşluğu bulunduğu da kabul edilemez. Her ne kadar Yönetmelik’te faal/tasfiye halinde şirket ayrımı yapılmaksızın önemli miktarda şirket aktiflerinin toptan satış kararının nitelikli çoğunlukla alınacağına dair nisap öngörülmüş ise de bu nisap tasfiye halindeki şirketler için TTK’nın 538/2 maddesinin atfıyla 421/3-4 maddesinde gösterilen nisaptır ve bu nisabın faal şirketler için uygulanması normlar hiyerarşisine de aykırıdır.
Somut davada, davalı holdingdir. TTK’nın 519/4 fıkrasına göre amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olup davalının amacı da dava dilekçesinde bu şekilde açıklanmıştır. Genel kurulda paydaş olduğu Antalya Alkollü İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş’deki paylarının satılabilmesi için 151.847 olumlu, 48 çekimser oy ile karar alınmıştır. Kararda muhalefet şerhi de bulunmamaktadır. Davacılar kararda toplantı ve karar nisabının bulunmadığını ve bu nedenle alınan kararın yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmişler ise de yukarıda açıklandığı üzere TTK’nın 418. maddesinde gösterilen toplantı ve karar nisaplarının mevcut olduğu ve iptal talebinin de bulunmadığı anlaşılmakla Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz istemine gelince, bozma sebep ve şekline göre davacı yanın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına; ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 08/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.