Bölünme – Alacakların Teminata Bağlanmamış Olması – Bölünmeye Katılan Şirkete Alacak Talebiyle Başvuru – Eda Davası Açma İmkanı Varken Tespit Davası Açılmasında Hukuki Yarar Bulunmaması

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
E:2023/3326, K:2024/6328, T:12.09.2024

  • Bölünme
  • Alacakların Teminata Bağlanmamış Olması
  • Bölünmeye Katılan Şirkete Alacak Talebiyle Başvuru
  • Eda Davası Açma İmkanı Varken Tespit Davası Açılmasında Hukuki Yarar Bulunmaması

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/33 Esas, 2023/409 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/108 E., 2021/575 K.

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 10.09.2024 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat … ile davalı B… Yatırım Tic. A.Ş. vekili Avukat … ile davalı A…. İnş. Oto. Petrol A.Ş. vekili Avukat … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin alacağının bulunduğu B… Yatırım Gayrimenkul .. Ltd. Şti.’nin önce tür değiştirerek A.Ş. olduğunu, daha sonra da kısmen bölünme kararı alındığını, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 03.03.2020 tarihinde yapılan ilan üzerine alacakların teminatlandırılması için ihtarname çekildiğini, ancak davalı tarafça olumsuz cevap verildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 174 ve 175 inci maddeleri gereğince alacaklının alacağının teminata bağlanması gerektiğini, müvekkilinin alacağını teminata bağlamadan ihbar olunan Müdürlükçe tescil işlemi gerçekleştirildiğini, müvekkilinin Çankaya İlçesi, Akpınar Mahallesi, 28022 ada, 4 parselde kayıtlı taşınmazda inşa edilecek binadaki 46 numaralı bağımsız bölümün teslim edilmemesinden kaynaklanan 537.134,93 TL alacağı ile 28.06.2018-01.10.2020 dönemine ilişkin mahrum kalınan kira bedelleri ve faizi toplamı olan 84.713,45 TL alacağının bulunduğunu iddia ederek müvekkili alacaklarının teminata bağlanmasını talep etmiştir.

2.Davacı vekili 09.07.2021 tarihli duruşmada, toplam 621.851,38 TL alacağın teminata bağlanması için iş bu davayı açtıklarını, davanın tespit davası olduğunu, 29.09.2021 tarihli duruşmada da, müvekkili alacaklarının teminata bağlanmasının gerekip gerekmediği, bağlanması gerekiyorsa hangi miktar üzerinden teminata bağlanması gerektiğinin tespiti için dava açtıklarını, eda davası açmadıklarını belirtmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı A… İnşaat Otomotiv Petrol Anonim Şirket vekili cevap dilekçesinde; bölünme ile alacaklıların alacaklarının tehlikeye düşmediği ispatlandığından alacakların teminat altına alınması yükümünün ortadan kalktığını, bölünmenin şirket alacaklılarına hiçbir menfi tesirinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı B… Yatırım Gayrimenkul İnş. Oto. Tur. Pet. Gıda İhr. İth. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; bölünmenin davacının alacaklarına menfi hiç bir tesirinin olmadığını, davacının kesinleşmiş herhangi bir alacağı söz konusu olmadığı için kesin olmayan alacak talebi ile müvekkili şirketten teminat gösterme talebinde bulunmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şirket bölünmesi durumunda alacaklının alacağının, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 175 inci maddesi gereğince teminata bağlanmamış olması hâlinde alacaklının, anılan Kanun’un 176 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince bölünmeye katılan şirkete karşı alacak talebiyle başvuru imkânının bulunduğu, alacağın tahsili için dava açma imkânı olan durumda teminata bağlanması talebiyle dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, davacı tarafından alacağın teminata bağlanması yönünde eda değil, teminata bağlanması gerektiğine yönelik maktu harç yatırılarak tespit davası açıldığı, eda davası açılabilecek durumda tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eldeki davanın bölünme nedeniyle tehlikeye düşen müvekkili alacaklarının teminata bağlanmasına ilişkin tespit davası olduğunu, Mahkemece, 6102 sayılı Kanun’un 166 ila 175 inci maddeleri arasındaki emredici hükümler dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, söz konusu maddelerde alacağın teminata bağlanması konusunun, bölünme kararı alınmadan önce halledilmesi gereken bir ön sorun olarak düzenlendiğini, teminat sorunu çözülmeksizin bölünme kararı alınamayacağını, alacaklarının teminata bağlanması için yaptıkları başvurunun sonuçsuz kaldığını, bu nedenle dava açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu, davalı B… Yatırım …. A.Ş.’nin sahibi olduğu taşınmazı diğer davalıya aktardığını, bu işlemin kanun dolanılarak mal kaçırmaya yönelik olduğunu, yine bölünme nedeniyle müvekkilinin davalı B….Yatırım … A.Ş.’den olan kira alacaklarının konusunun tehlikeye düştüğünü, adı geçen davalının müvekkilinin satın aldığı bağımsız bölümü teslim etmeyerek temerrüde düştüğünü belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı B… Yatırım .. A.Ş.’nin 6102 sayılı Kanun’un 159 ve devamı maddeleri gereğince bölünerek diğer davalı A…..İnş. .. A.Ş.’nin kurulduğu, davacının teminata bağlanmasını talep ettiği alacağın teminata bağlanmadığı anlaşılmakla birlikte, şirket bölünmesi durumunda alacaklının alacağının teminata bağlanmamış olması halinde anılan Kanun’un 176 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince bölünmeye katılan şirkete karşı alacak talebiyle başvuru imkanının bulunduğu, alacağın tahsili için eda davası açma imkanı varken tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince bölünmeden önce müvekkili alacaklarının teminata bağlanılmadığı tespit edilmiş olmasına rağmen istinaf istemlerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerek Yerel Mahkemece gerekse de Bölge Adliye Mahkemesince, davadaki taleplerinin bölünme kararı öncesinde ön sorun olarak düzenlenen, halledilmeksizin bölünmeyi geçersiz kılan alacakların teminata bağlanmasına yönelik olduğu dikkate alınmaksızın inceleme ve değerlendirme yapıldığını, müvekkilinin dava açmakta hukuki yararının bulunduğunu, alacak davası açılmasının beklenilmesinin doğru olmadığını, süreç incelendiğinde bölünmenin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığının anlaşılacağını, teslimde temerrüde düşüldüğünü, alacağın teminata bağlanması gerektiğini, kira alacağının teminata bağlanması gerektiğini, tüketici mahkemesinde gecikme nedeniyle tazminat taleplerinin kabul edildiğini, kararın kesinleştiğini, kira bedelleri için dava açıldığını, kira alacaklarının da teminata bağlanması gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, alacağın 6102 sayılı Kanun’un 174 ve 175 inci maddeleri gereğince teminata bağlanması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6102 sayılı Kanun’un 174 ve 175 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Takdir olunan 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Bölünme – Alacakların Teminata Bağlanmamış Olması – Bölünmeye Katılan Şirkete Alacak Talebiyle Başvuru – Eda Davası Açma İmkanı Varken Tespit Davası Açılmasında Hukuki Yarar Bulunmaması

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön