Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, E:2017/8715, K:2018/16572, T:01.10.2018
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı …… vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava dilekçesine, …… üyeliği sona eren davacının çalıştığı dönemde …… için yapılan kesintilerin geri ödemesinin tam olarak yapılmadığı ileri sürülerek ıslah ile birlikte 41.611,35 TL’nin davalıdan tahsili istenmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava, işveren tarafından sözleşmesi feshedilerek iş akdi dolayısı ile …… üyeliği sona eren davacının ……ta birikmiş alacağının eksik ödendiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
…… Senedinin 3/a maddesinde “Çalışan Üye” deyiminin, ……, ……, …… ve İştiraklerinde ana sözleşme, ……… ile çalışanları ifade ettiği, 5/a maddesinde ……, …… ve Sandığa sürekli hizmet akti ile alınan tüm personelin işe başlarken vakfa üye oldukları, bunların vakfın “Çalışan Üyeleri” olduğu, …… senedinin 41/2.maddesi uyarınca …… üye veya yararlananı sıfatını kaybedenler ile …… senedindeki sosyal yardımlara hak kazanmadan ölenlerin yasal mirasçılarına o tarihe kadar kendilerinden veya murislerinden alınan aidat ve prim tutarı TTK.nin 468. maddesi gereğince geri verileceği şeklinde düzenlenmiştir. …… senedinin tescili tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. …… senedinde atıf yapılan …… TTK’nin 468.maddesinin yeni TTK’daki karşılık maddesi 522.maddedir.
…… 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Müstahdem ve işçiler lehine yardım akçesi” kenar başlıklı 468. maddesinin 3. fıkrasına göre; “Şirketten alınandan başka müstahdem veya işçilerden de aidat alınmışsa, hizmet münasebetinin sonunda tesis şartlarına göre bu akçeden faydalanmadıkları takdirde müstahdem ve işçilere hiç değilse ödedikleri meblağlar ödeme tarihlerinden itibaren % 5 faiziyle birlikte geri verilir.” düzenlemesine karşılık 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 522. maddesinin 3. Fıkrasında ise; “… …… senedine göre yapılan ayrımdan yararlanamadıkları takdirde çalışanlara ve işçilere hiç değilse ödedikleri tutarlar ödeme tarihinden itibaren kanuni faiziyle birlikte geri verilir. ” düzenlemesi getirilmiştir. Her iki madde de kastedilen faizin, aksi açıkça belirtilmediği için yıllık faiz olduğu hususu sabittir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacının, dava dışı …… TAŞ’ta iki dönem halinde 01.09.2003 – 01.08.2005 / 03.04.2006-31.08.2012 tarihleri arasında çalıştığı, …… üyeliğinin ise işverenin iş akdine son vermesi ile son bulmuştur. Çalışan üye olan davacıdan çalıştığı dönemler itibari ile davalı vakfa aylık ve ikramiyelerinden % 10 prim kesildiği ve bu miktarın toplam 51.965,87 TL olduğu, …… üyeliğinin sona ermesi sebebi ile davalı …… tarafından 02.10.2012 günü 54.564,16 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çalışan üye olan davacıdan çalıştığı dönemler itibari ile davalı vakfa aylık ve ikramiyelerinden kesilen toplam 51.965,87 TL’nin …… senedinin 41/2.maddesi gereği …… 6762 sayılı TTK’nin 468/3. maddesine göre %5 faiz üzerinden mi yoksa 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nin 522/3. maddesine göre yasal faiz üzerinden yapılacak hesaplamaya göre mi ödeme yapılacağı noktasında toplanmaktadır.
6762 Sayılı TTK’nın 468/3.maddesine göre ……tan ayrılanların ödedikleri primlere % 5 faiz uygulanarak iade edileceğinin, (…… 4. Noterliğinin 05.12.1983 tarih 40787 yevmiye sayılı …… senedinin 41. Maddesi gereği) bunun karşılığı olan 6102 sayılı TTK’nın 522/3. maddesinde ise yasal faiz ile geri ödeneceğinin düzenlendiği, bu durumda eski ve yeni kanunların uygulanması bakımından 6103 Sayılı TTK.nin Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 3. ve 4. Maddeleri gözönönde bulundurularak değerlendirme yapıldığında, vakfa üyeliğin tarafların iradelerinden bağımsız kanunla düzenlenmiş bir ilişki olmadığı, vakfa çalışan üye olarak katılan üyenin ücretinden prim kesilmesi ile hakkın doğduğu, faiz alacağının primin ödendiği günden itibaren işleyeceği, iş akdinin sona erdiği tarihte ise alacağın muaccel olacağı, üyelerin …… senedine göre yapılan ayrımdan faydalanamamaları durumunda ödedikleri primler kendilerine faizi ile birlikte ödeneceğinden eski kanun döneminde doğmuş bir hakkın yeni kanun döneminde talep edilmesi söz konusu olduğundan yürürlük Kanunun 3 ve 4.maddelerindeki düzenlemelerin somut olayda uygulama yerinin bulunmadığı, aynı Kanunun 2. maddesinde, “Bu Kanunda aksi öngörülmemiş veya farklı bir şekilde düzenlenmemişse;
a) Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişlerse, o kanun hükümleri uygulanır.
b) Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleşmiş hukukî fiiller, bağlayıcılıkları ve hukukî sonuçları itibarıyla, bu tarihten sonra dahi, gerçekleştikleri tarihte yürürlükte bulunan kanuna tâbidir.” düzenlemesi mevcuttur.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda değerlendirildiğinde; ana paranın yanı sıra her bir kesintinin yapıldığı tarihten …… üyeliğinin sona erdiği 31.08.2012 tarihine kadar hesaplanacak faiz miktarının davacının alacağına karşılık geldiği, hesaplamada dikkate alınacak faiz oranın ise 6103 sayılı Kanunun 2. maddesi gereği davacının, iki ayrı dönem halinde dava dışı ……da çalışmaya başladığı tarihten itibaren 6102 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihleri arasındaki dönem için …… senedinin 41/2.maddesi gereği …… 6762 sayılı TTK’nin 468/3. maddesi gereği %5; 01.07.2012 tarihinden …… üyeliğinin sona erdiği 31.08.2012 tarihleri arası için ise 6102 sayılı Kanunun 522/3. maddesi gereği yasal faiz (%9) oranı üzerinden hesaplama yapılarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken alacağın tamamına yıllara göre değişen yasal faiz oranı üzerinden ve davalıya yapılan ödeme tarihi olan 02.10.2012 tarihine göre hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.