Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
E:2022/5935, K:2023/5516, T:03.10.2023
MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/3 Esas, 2022/391 Karar
DAVA TARİHİ : 08.01.2016
HÜKÜM : Davanın kabulü
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının …Halı Mobilye Tekstil Dekorasyon Ltd. Şti’de çalışmakta iken eski eşi olan dava dışı …’ın tehdit ve şantaj ile davalı tarafından icra takibine konulan hamiline düzenlenen çekin arkasına zorla şirket kaşesi ile davacıya cirolattığını, bu cirodan sonra davalının sahte olarak 3 ayrı imza daha attığını, çekteki keşideci ve diğer ciranta imzalarının sahte olduğunu, …’ın çek keşide tarihini 21.05.2014 olmasına rağmen 31.08.2015 olarak değiştirdiğini, Cumhuriyet Savcılığına resmi belgede sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunduklarını ileri sürerek takipten dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; çekin ciro yolu ile iyiniyetli hamili olduklarını, davacının imzayı kabul ettiğini savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 25.05.2016 tarih, 2016/11 E. ve 2016/354 K. sayılı kararı ile davacının çekteki ciro imzasına itiraz etmediği, imzaların istiklali prensibi uyarınca diğer imzalara itiraz edemeyeceği, çekin zorla imzalattırıldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, tazminat talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Dairemizin 01.11.2017 tarih, 2016/13662 E. ve 2017/7549 K. sayılı kararıyla; “…Dava çek nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı cirontası olduğu çekte çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını ileri sürmüş ayrıca imzanın da sonra alındığını bildirmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de davacının iddiaları araştırılmamıştır. Çekin üzerindeki keşide tarihindeki düzeltmenin keşideci imzasıyla yapılıp yapılmadığı uzman bilirkişi aracılığıyla araştırılıp ayrıca TBK.md. 74. uyarınca ceza mahkemesince verilen mahkumiyet kararı hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olacağından davalı hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/71102 soruşturma numaralı dosya sonucunun beklenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” gereğine işaret edilerek bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden aldırılan 02.03.2022 tarihli raporda da belirtildiği üzere davalı tarafından takip konusu yapılan çekin üzerindeki keşide tarihindeki düzeltme imzasının keşideciye ait olmadığının anlaşıldığı, bu durumda çekin keşide tarihi, tahrifattan önce yazılmış olan şekli ile kabul edileceğinden çekin keşide tarihinin 21.05.2014 olarak kabul edildiği, çek yasal süresinden sonra 31.08.2015 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiğinden çekin kambiyo senedi olma özelliğinin kalmadığı, dolayısıyla takibe konu çekte ciranta konumunda bulunan davacının söz konusu çekten dolayı ve takip dosyasındaki borçtan dolayı davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar vermek gerektiği, ayrıca davacının tazminat talebi bulunmadığından davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmolunmadığı ve gerekçesiyle davanın kabulüne, takip dosyasının dayanağını teşkil eden çekten dolayı ve ilgili icra dosyasındaki borçtan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; imzaların bağımsızlığı ilkesi gereğince imzası geçerli olanın sorumluluğunun devam edeceğini, davalının iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, kararın hakkaniyete aykırı olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çeke dayalı kambiyo senedine özgü takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.