DÜRÜST RESİM İLKESİ İÇİNDE GEÇEN MUHALEFET ŞERHİ
“Somut olayda, payları satışa konu edilen şirketin pay devir sözleşmesinden önce doğmuş olan dava konusu borcu, şirket finansal tabloları ve bilançosunda gösterilmemiş ve dolayısıyla pay bedelleri üzerinde yapılan anlaşmada dikkate alınma imkanı olmamıştır. Bu durumda payları satışa konu şirketin finansal tabloları, bilanço ve dolayısıyla defter ve belgelerinin TTK m. 73 ve m. 515 hükümlerine uygun düzenlenmemiştir. Dolayısıyla anonim şirketlerin … ilkelerinden olan dürüst resim ilkesine uyulmamıştır. Hal böyle olunca pay satışı yapanların eski borçlardan sorumlu olduklarının düşünülmesi gerekmektedir. Tacirlerin basiretli davranması yönünde ki … ilke, somut olay bakımından pay satın alanların pay satış tarihine en yakın veya satış tarihi itibariyle düzenlenen şirket finansal tablolarıyla bilançosunun incelenmesi ile sınırlı olması gerekir. Zira, şirketin durumunu gösteren araçlar finansal tablolar ile bilançodur. Dava konusu rücuan alacağın doğumuna sebep olan borcun şirket kayıtlarında gösterilmemesinin sorumluluğu davalılar üzerinde olmalıdır. O neden, şirket ticari belgelerinin incelenmesi dışında pay satın alanlara başka araştırma külfeti yüklemek doğru olamaz. Kaldı ki, davalıların şirketteki paylarını satın alan gerçek kişilerin tacir olduğu yönündeki tespitte doğru değildir. Zira sermaye şirketlerinin gerçek kişi pay sahiplerinin tacir olduğunu düzenleyen bir kanun hükmü de bulunmamaktadır. Bu bağlamda da gerçek kişi davacıların basiretli tacir gibi davranmaları gerektiği yönündeki gerekçede doğru olmamıştır.
Bu durumda somut uyuşmazlıkta sağlıklı sonuca varabilmek için mahkemece yapılması gereken, payları satışa konu şirketin finansal tabloları ve bilançosunun şirketin gerçek durumunu yansıtmadığı ve dolayısıyla dürüst resim ilkesine uygun düzenlenmediği dikkate alınarak, şirket kayıtlarında gösterilmeyen borcun pay satış tarihi itibariyle şirketin net mal varlığına ve dolayısıyla pay bedeline negatif etkisi olduğu varsayımından hareketle, söz konusu borç da dikkate alınarak düzenlenecek bilançoya, o tarih itibariyle varsa şirketin ileriye yönelik yatırım ve projelerine göre pay bedellerinin belirlenmesi ve buna göre varsa davacıların yaptığı fazla ödemelerde bilirkişi vasıtasıyla belirlenip sonucuna göre karar vermekten ibaretken, somut olaya uygun olmayan gerekçeyle ilk derece mahkemesince davanın reddine, bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı kanaatiyle kararın BOZULMASI gerektiği görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun ONAMA yönündeki görüşüne katılmamaktayım.” Yargıtay 11. HD., E:2023/3513, K:2024/5674, T:08.07.2024 – Karşı Oy