Genel Kurulda Toplantı ve Karar Nisabının Oluşmaması – Genel Kurul Kararının Yok Hükmünde Olması – Payları Temsilen Mirasçıların Genel Kurula Katılması – Payın Şirkete Karşı Bölünememesi – Terekeye Temsilci Atanması

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
E:2021/3662, K:2022/7682, T:02.11.2022

  • Genel Kurulda Toplantı ve Karar Nisabının Oluşmaması
  • Genel Kurul Kararının Yok Hükmünde Olması
  • Payları Temsilen Mirasçıların Genel Kurula Katılması
  • Payın Şirkete Karşı Bölünememesi
  • Terekeye Temsilci Atanması

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25.06.2019 tarih ve 2017/741 E- 2019/436 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 31.12.2020 tarih ve 2019/2474 E- 2020/1836 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalı şirketin aile şirketi olup davacının 500 hissesi olduğunu, şirketin en son 04/02/2010 tarihinde genel kurul toplantısı yaptığını, şirket yönetim kurulu başkanı …ın 25/06/2011 tarihinde vefatından sonra şirket genel kurul toplantısı yapılmadığını, şirketin gayri faal kaldığını, yönetim kurulunun oluşturulması için genel kurul yapmak üzere şirkete kayyum atanmasına karar verildiğini, kayyum tarafından yapılan 06/12/2017 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu oluşturulduğunu, ancak bu genel kurula yapılan çağrılarda eksiklik ve usulsüzlük olduğunu, temsil yetkisi olmayan …’ın toplantıya katılarak ortak Mehmet Karabulut’a vekaleten oy kullanmasının temsilde usulsüzlük olduğunu, zira …’ın vekaletnamesinde genel kurulda oy kullanma yetkisinin verilmediğini, bu nedenlerle genel kurul toplantısında toplantı ve karar nisaplarının oluşmadığını, vefat eden …ın 49.000 adet payı için terekeye temsilci atanması gerektiğini, yönetim kurulunun iyi niyetle oluşturulmadığını, genel kurul tutanağında oy sayımında sadece olumlu oylar yazılıp olumsuz oylar yazılmayarak yasaya aykırılık yapıldığını, muhalefet şerhleri olmasa da TTK’nın 446/1-b. maddesi gereği iptal davası açabileceklerini ileri sürerek davalı şirketin 06/12/2017 tarihli genel kurul kararının iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, yönetim kurulu başkanı …ın vefatından sonra davacıdan kaynaklanan miras ihtilafları yüzünden 5 yıl boyunca şirket genel kurul toplantılarının yapılamadığını, genel kurul toplantısına çağrının usulüne uygun yapıldığını, ortak Mehmet Karabulut’un …’a verdiği vekaletnamede hangi tarihte genel kurula katılmak için verildiğinin açıkça yazılı olduğunu, muris …ın ölümü ile şirket hisselerinin mirasçılara intikal ettiğini, kullanılan oy miktarları yönünden gerekli çoğunluğun sağlandığını, davacının muhalefet şerhi olmadığından dava açamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince, iddia, savunma,bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava konusu genel kurul ile ilgili toplantı tarihinin ilan ve toplantı günü hariç 15 gün önceden ortaklara ihtar edildiği, ihtarnamede çağrının kim tarafından yapıldığı, toplantı günü, saati, yeri ve gündemin bildirildiği, ilanın 21 Kasım 2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği bu durumda çağrının usulüne uygun olduğu, toplantıya katılan temsilciler adına düzenlenen vekaletnamelerde yönetmelikteki unsurları bulunduğu, ancak olağanüstü genel kurul yerine, olağan genel kurul ifadesinin bulunduğu, vekaletnamede genel kurul toplantısının tarihinin açıkça belirtilmiş olması karşısında bu yöndeki eksikliğin genel kurul toplantısının iptalini gerektirecek nitelikte olmadığı, TTK. nın 432. maddesi uyarınca şirkette pay sahibi olan …ın 05/08/2011 tarihinde vefatından sonra mirasçılarının …, …, … olduğu, genel kurul hazirun cetvelinde de …mirasçıları olarak her üç mirasçının da adının yazılı olduğu ve hazirun cetvelininde imzalandığı, mirasçıların içlerinden birinin veya üçüncü kişinin temsilci olarak atanmaması her üç mirasçının da genel kurul hazirun cetvelinde imzalarının bulunması nedeniyle genel kurulun iptalini gerektirecek bir husus olmadığı, genel kurulda yönetim kurulunun seçilmesi ile ilgili yapılan oylamaya ilişkin sadece olumlu oy sayısının yazıldığı, olumsuz oy sayısının yazılmadığı bu hususun TTK’nın 422. maddesindeki emredici hükme ve 28/11/2012 tarihli resmi gazetede yayınlanan Anonim Şirketlerin Genel Kurul toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkındaki Yönetmelikteki hükümlere açıkça aykırı olan tutanağın geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulune karar verilmiştir.

Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi’nce; 06/12/2017 tarihli genel kurul toplantısının sadece şirket yönetim kurulunun oluşturulması için mahkemece şirkete atanan kayyum tarafından yapıldığı, TTK’nın 422. madddesinde her karar için kullanılan olumlu ve olumsuz oyların sayılarının yazılmasının gerektiği düzenlenmiş ise de, yönetim kurulu üyeliğine seçim işleminde her bir ortağın aldığı kabul oyu yazılmış olduğundan ve şirketin de toplam oy sayısı 50.600 adet hisse olup bu durumda her bir ortağın aldığı kabul oyu bu hisse adedinden düşüldüğünde, o adaya verilmeyen oylar belli olduğu, bu durumda genel kurul tutanağına red oyu sayısının yazılmamış olmasının TTK’nın 422. maddesine aykırı bir durum teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulüne yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1-) İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-) Dava, davalı şirketin 06.12.2017 tarihli genel kurulun alınan kararların iptali talebine ilişkindir. Mahkemece, toplantı tutanağına sadece olumlu oyların yazıldığı, olumsuz oyların yazılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesince genel kurul tutanağına ret oyunun yazılmamış olmasının TTK 422. maddesine aykırı bir durum teşkil etmediği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Davalı şirkette en büyük pay sahibi (49.000 adet) olan davacının babası …ın vefatı üzerine …a ait paylar mirasçılarına geçmiş olup, her bir mirasçı bu paylar üzerinde elbirliği mülkiyet hükümlerine göre hak sahibi olmuşlardır. Dava konusu olan ve iptali istenen genel kurul hazirun cetveli incelendiğinde müteveffa …ın paylarını temsilen mirasçılarının genel kurula katıldığı ve mirastan intikal eden payları da ekleyerek oy kullandıkları, toplantı ve karar nisaplarının bu şekilde oluşturulduğu anlaşılmaktadır.

Türk Ticaret Kanunu’nun 418. maddesi ile genel kurullar, bu Kanun’da veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanacağı, ilk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmayacağı, kararların toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verileceği düzenlenmiştir.

Türk Ticaret Kanunu’nun payların bölünememesi başlıklı 477. maddesinde ise “Pay şirkete karşı bölünemez. Bir payın birden fazla sahibi bulunduğu takdirde, bunlar şirkete karşı haklarını ancak ortak bir temsilci aracılığıyla kullanabilirler. Böyle bir temsilci atamadıkları takdirde, şirketçe söz konusu payın maliklerinden birine yapılacak tebligat tümü hakkında geçerli olur. Genel kurul, sermaye tutarı aynı kalmak şartıyla, esas sözleşmeyi değiştirmek suretiyle, payları, asgari itibarî değer hükmüne uyarak, itibarî değerleri daha küçük olan paylara bölmek veya payları itibarî değerleri daha yüksek olan paylar hâlinde birleştirmek yetkisine haizdir. Şu kadar ki, payların birleştirilebilmesi için her pay sahibinin bu işleme onay vermesi gerekir.” hükmü bulunmaktadır. Aynı Kanunun 494/2. maddesinde de “Payların miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebrî icra gereği iktisap edilmeleri hâlinde, bunların mülkiyeti ve bunlardan kaynaklanan malvarlığına ilişkin haklar derhâl; genel kurula katılma haklarıyla oy hakları ise ancak şirketin onayı ile birlikte devralana geçer.” hükmünü içermektedir.

Davacı ve diğer ortaklara mütevaffa …ın payı miras olarak intikal etmiş davacı ve diğer ortaklara geçen paylar elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, henüz müşterek mülkiyete dönüşmediğinden TTK 477. maddesi uyarınca mirasçılar kendi arasında anlaşamadığından terekeye temsilci atanması ve sonrasında genel kurulun yapılması gerekmektedir. Somut olayda ancak anılan şekilde genel kurulda toplantı ve karar nisapları oluşacaktır. Açıklanan nedenlerle genel kurulda toplantı ve karar nisabı oluşmadığından genel kurulda alınan kararlar yok hükmünde olup, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

3-) Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 02.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Genel Kurulda Toplantı ve Karar Nisabının Oluşmaması – Genel Kurul Kararının Yok Hükmünde Olması – Payları Temsilen Mirasçıların Genel Kurula Katılması – Payın Şirkete Karşı Bölünememesi – Terekeye Temsilci Atanması

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön