Haksız rekabetin tanımı (TTK m. 54/2):
“Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar“.
6102 sayılı Kanun‘un haksız rekabete ilişkin hükümleri hazırlanırken, İsviçre’de 1986 yılında kabul edilen “Haksız Rekabete Karşı Federal Kanun”dan esinlenilmiştir.
TTK’da yer alan haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır (TTK m. 54/1).
Haksız rekabetten söz dilebilmesi için kusur şartı aranmamıştır. Kusur tazminat talep edebilmek için aranan bir şarttır.
TTK’nın 55. maddesinde, sınırlayıcı olmayan bir şekilde, başlıca haksız rekabet halleri sayılmış olup bunlar şu şekildedir;
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;
1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,
2. Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,
3. Paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak,
4. Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,
5. Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek,
6. Seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak; şu kadar ki, satış fiyatının, aynı çeşit malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerinin benzer hacimde alımında uygulanan tedarik fiyatının altında olması hâlinde yanıltmanın varlığı karine olarak kabul olunur; davalı, gerçek tedarik fiyatını ispatladığı takdirde bu fiyat değerlendirmeye esas olur,
7. Müşteriyi ek edimlerle sunumun gerçek değeri hakkında yanıltmak,
8. Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlamak,
9. Malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerin özelliklerini, miktarını, kullanım amaçlarını, yararlarını veya tehlikelerini gizlemek ve bu şekilde müşteriyi yanıltmak,
10. Taksitle satım sözleşmelerine veya buna benzer hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek, peşin veya toplam satış fiyatını veya taksitle satımdan kaynaklanan ek maliyeti Türk Lirası ve yıllık oranlar üzerinden belirtmemek,
11. Tüketici kredilerine ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek veya kredilerin net tutarlarına, toplam giderlerine, efektif yıllık faizlerine ilişkin açık beyanlarda bulunmamak,
12. İşletmesine ilişkin faaliyetleri çerçevesinde, taksitle satım veya tüketici kredisi sözleşmeleri sunan veya akdeden ve bu bağlamda sözleşmenin konusu, fiyatı, ödeme şartları, sözleşme süresi, müşterinin cayma veya fesih hakkına veya kalan borcu vadeden önce ödeme hakkına ilişkin eksik veya yanlış bilgiler içeren sözleşme formülleri kullanmak.
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle;
1. Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek,
2. Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, haketmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak,
3. İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek,
4. Onunla kendisinin bu tür bir sözleşme yapabilmesi için, taksitle satış, peşin satış veya tüketici kredisi sözleşmesi yapmış olan alıcının veya kredi alan kişinin, bu sözleşmeden caymasına veya peşin satış sözleşmesi yapmış olan alıcının bu sözleşmeyi feshetmesine yöneltmek.
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma; özellikle;
1. Kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak,
2. Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak,
3. Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak.
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
e) İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak. Özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine;
1. Doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılan, veya
2. Sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
HAKSIZ REKABETE İLİŞKİN EMSAL KARARLAR
- “Mahkemece, davacı oda tarafından belirlenen ücret tarifesinin altında fiyat uygulandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dosyada bir örneği mevcut tarifede berberlerin sunduğu saç kesme, yıkama, sakal tıraşı gibi hizmetler bakımından asgari bedeller belirlenmiştir. Bu durumda, davacının belirlediği fiyat tarifesinin mesleğin icra edildiği Malatya İlindeki ortalama hizmet bedelleri ve buna bağlı olarak da mesleki ve mahalli adetlerle belirlenmiş iş hayatı şartlarına aykırılık suretiyle haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı hususunda gerektiğinde ticaret odasından bir bilirkişi tayini ile görüş alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” Yargıtay 11. HD, E:2015/10784, K:2016/5969, T:31.05.2016
- “Mahkemece … Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince usulüne uygun bir şekilde tescil edilmiş ünvanın tescil edildiği şekilde kullanılması terkin edilinceye kadar markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir… hükmün ONANMASINA” Yargıtay 11. HD, E:2015/10850, K:2016/5917, T:30.05.2016
- “Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının 1994 yılından beri ticaret sicilinde kayıtlı olduğu, ayrıca “….” ibaresini ve logosunu 1994 yılından itibaren faturalarında ve iş evrakında kullandığı, böylece anılan ibare üzerinde davalı tarafın sektöründe tescilsiz bir sınai hak elde ettiği, davalının bu sektörde elde ettiği üstün ve öncelikli hakkı nedeniyle davacının davalıya karşı marka hakkına ve ticaret ünvanına tecavüz ve haksız rekabet iddiasıyla talepte bulunamayacağı, öte yandan davalının 1994 yılından beri ticaret sicilinde kayıtlı ticaret ünvanına ve fatura ve iş evrakındaki kullanımına karşı yaklaşık 20 yıl sessiz kalan davacının artık davalıya yönelik talep ve dava hakkını yitirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir…hükmün ONANMASINA…” Yargıtay 11. HD, E:2015/11061, K:2016/5883, T:30.05.2016
- Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının okul inşaatında, dershane işletmelerinde alan adında kullanımının ve ticaret unvanının da bulunmasının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği (ticaret unvanının markasal kullanımı nedeniye) haksız rekabet yarattığı, kullanımının haksız olduğu, davalının taciar olması nedeniyle davacı markalarından haberdar olabilecek durumda olduğu, yalnızca marka başvurusunda bulunmak markasal kullanma hakkı vermeyeceği, ayrıca davalının başvurusunun da başvuru aşamasında red olunduğu ve davalının yasal 2 aylık sürede başvurunun reddi kararına itiraz etmemesi nedeniyle lehine hüküm ifade etmediği, internet alan adına haksız rekabet yarattığı, tescilli ticaret unvanı tescilli olduğu sürece tescil edildiği şekli ile ve unvansal kullanımı yasal bir hakkın kullanımı olup haksız rekabet yarattığından bahsedilemez ise de, ticaret unvanının markasal kullanımı markaya tecavüz ve haksız rekabet yaratacağından ve unvandaki diğer kelimelerden öne çıkartılarak markasal bir algı yaratacak şekilde kullanımı da markaya tecavüz ve haksız rekabet yaratacağından davalının ihtara rağmen kullanımını sürdürdüğü kusurlu olduğu bu nedenle maddi ve manevi tazminat şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalının eğitim öğretim hizmetlerinde ve okul yapımlarında “…” ibaresini kullanmasının davacının tescilli marka hakkından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin ve haksız rekabet yarattığının tespitine, markaya tecavüz ve haksız rekabetin men’ine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, ”…” ibaresinin her türlü ilan broşür levha tanıtım evrakı basılı evraklar reklamlar, afişler fatura ve hertürlü tanıtım evrakında kullanımının önlenmesine, ”…” ibaresinin taşıyan tanıtım evraklarından ve vasıtalarından silinmesi mümkün olanların öncelikle silinmesine, silinmesi mümkün olmaz ise imhasına, davalı adına kayıtlı …. ve … alan adlı sitelere erişimin engellenmesine, davalının ticaret ünvanında bulunan ”…” ibaresi davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet yarattığından davalı ticaret ünvanından ”…” ibaresinin terkinine, maddi tazminat talebinin kabulü ile 556 KHK 66/c md gereğince 50.281,55 TL tazminatın dava tarihi 08/04/2013 tarihinden itibaren değişir oranlarda ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin kabulü ile, 4.000 TL manevi tazminatın dava tarihi 08/04/2013 tarihinden itibaren değişir oranlarda ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ilan talebinin kabulü ile hükmün kesinleşmesini müteakip masraf davalıdan alınmak kaydı ile hüküm özetinin Türkiye’de yayınlanan tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına karar verilmiştir…hükmün ONANMASINA…” Yargıtay 11. HD, E:2015/11138, K:2016/5911, T:30.05.2016
- “…mülga 6762 sayılı TTK’nın 57/5.maddesindeki hüküm, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren mer’i 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 bendinde yer alan “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,” şeklinde düzenlenmiş olup, Kanun’un gerekçesinde de ifade olunduğu üzere, Kanun Koyucu bilinçli bir şekilde, “ad, unvan ve marka” kavramlarına yeni düzenlemede yer vermemiş ve buna gerekçe olarak da, bu kavramların kendi özel yasası niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK, 554 sayılı End. Tasarım KHK ve 555 sayılı Coğrafi İş. KHK ve TTK’nın unvan ile ilgili düzenlemeleriyle korunması gösterilmiş ve bunların bir kez de TTK’nın haksız rekabet hükümleriyle korunmasının gereksiz olduğu ve yorum güçlüklerine yol açacağına vurgu yapılmıştır.Gerçekten de, markaların kendi özel yasası niteliğindeki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (mülga 556 sayılı Marka KHK) hükümleriyle korunması ve 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 maddesindeki düzenleme karşısında, Dairenin bu konudaki eski içtihatlarını sürdürme imkanı kalmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının tescilli markasının benzerinin, tescil kapsamındaki ilaç emtiasında kullanılması şeklindeki davalı eyleminin TTK’nın 55/1-a-4.maddesi uyarınca aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğine ilişkin gerekçesi yerinde görülmediğinden, hükmün bu kısım yönünden temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.” Yargıtay 11. HD., E:2019/5189, K:2022/1852, T:14/03/2022