Halefiyet Nedir?
Günümüzde halef ve halefiyet terimleri daha çok resmi, hukuki, ve idari belgelerde veya yazışmalarda yer almaktadır. Türkçedeki modern kullanımda halef yerine “varis” veya “devralan” gibi kelimeler daha yaygın hale gelmiştir. Halefiyet ise “yerine geçme durumu” veya “miras geçişi” gibi ifade edilerek kullanımı sınırlı kalmaktadır. Halef kelimesi, Arapça kökenlidir ve “sonra gelen, yerine geçen” anlamına gelir. İslam kültürü ve Arap medeniyetinde, özellikle halifelik kavramında olduğu gibi, bir kişinin bir başkasının yerine geçmesini ifade eder.Halefiyet ise halef kelimesine “-iyet” ekinin getirilmesiyle oluşturulmuş bir isimdir.
Hukukta Halefiyet Nedir?
Halefiyet, hukukta bir kişinin yerine geçme durumunu ifade eder. Genellikle bir hakkın ya da yükümlülüğün, bir kişiden başka bir kişiye geçmesini sağlar. Halefiyet kavramı, özellikle miras hukuku, borçlar hukuku ve sigorta hukukunda sıklıkla karşımıza çıkar. Halefiyet, bir kişinin hak ve yükümlülüklerinin devredilmesini sağlar.
Türk Borçlar Kanunu’nun “Alacaklıya halef olma başlıklı 127. maddesi şu şekildedir:
Alacaklıya Halef Olma
Madde 127: Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişi, aşağıdaki hallerde ifası ölçüsünde alacaklının haklarına halef olur:
- Başkasının borcu için rehnedilen bir şeyi rehinden kurtardığı ve bu şey üzerinde mülkiyet veya başka bir ayni hakkı bulunduğu takdirde.
- Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişinin ona halef olacağı, borçlu tarafından ifadan önce alacaklıya bildirildiği takdirde.
Diğer halefiyet hallerine ilişkin kanun hükümleri saklıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda içinde halefiyet geçen bazı hükümler şu şekildedir:
VIII – Halefiyet
MADDE 925-(1)Önceki taşıyıcı veya taşıma işleri komisyoncusunun alacakları, sonraki taşıma işleri komisyoncusu tarafından ödenirse, önceki komisyoncu veya taşıyıcının istem ve hapis hakları sonraki taşıma işleri komisyoncusuna geçer.
VI – Halefiyet
MADDE 1472-(1)Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.