Yargıtay 4. Hukuk Dairesi
E: 2021/14808, K:2021/4126, T:05.07.2021
- Hayat Sigortası Poliçesi
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …’ın İş Bankası Artvin Şubesi’nden tüketici kredisi kullandığını, kredinin hayat sigorta poliçeleri ile teminat altına alındığını, murisin ölümünden sonra talebe rağmen ikinci yıl prim taksidinin ödenmemesi sebebiyle poliçenin geçersiz olduğu gerekçesiyle davalı sigorta şirketinin tazminat ödemekten kaçındığını, buna ilişkin kendilerine ulaşan bir bildirimin olmadığını beyanla, 84.016,98 TL sigorta bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, T. İş Bankası A.Ş.’nin lehdar ve dain-i mürtehin olduğunu, bu nedenle teminatları talep etme hakkının İş Bankasına ait olduğunu, sigortalı ile akdedilen poliçenin ikinci yıl prim ödemelerinin yapılmamış olması nedeniyle poliçenin tenzil hükümlerine tabi tutulduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların murisi olan sigortalı ikinci yıl prim borcunu ödemediğinden dolayı, davalı sigorta şirketince yasanın aradığı şekle uygun olarak sigortalının son bildirdiği ikametgah adresine iadeli taahhütlü bildirim yapıldığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin C.10 maddesinde de adres değişikliğinin bildirilmemesinin sonuçlarından sigorta ettirenin sorumlu olacağı hükmü ile birlikte değerlendirildiğinde, davalının bildirim edimini yerine getirdiği, ilk yıllık sigorta primi ödendiğinden bu haliyle sigortanın prim ödemesinden muaf sigortaya dönüştüğü;yaptırılan bilirkişi incelemesi ile muaf sigortadan dolayı ödenecek tutarın 15.893,88 TL olduğu ve bu bedelin dain-i mürtehin Türkiye İş Bankasına ödenmesi halinde davacıların talep edebileceği ilave bir bedel olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, dair verilen karar davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava, hayat sigorta poliçesine dayanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar murisi İş Bankasından Tüketici Kredisi kullanmış ve davalı ile 10 yıl süreli hayat sigorta poliçesi imzalamıştır. Poliçe gereği ödenmesi gereken ilk yıl prim ödemesinin davacılar murisine ait mevduat hesabından banka tarafından tahsis edilen kredi miktarından mahsup edilerek tahsil edildiği, tarafların kabulündedir.
Davalı sigortacı, ikinci yıl prim taksidinin ödenmediği gerekçesiyle, 27/08/2013 tarihinde sigortalının poliçede yazılı olan adresine, TTK’nın 1502. maddesi gereğince prim borcunun 1 ay içinde ödenmemesi halinde poliçenin prim ödemeden muaf poliçeye dönüşeceğini ve ölüm teminatının kalkacağını bildirerek PTT aracılığı ile iadeli taahütlü ihtar göndermiştir. Ancak sigortalı muris …’ın adresinin yetersiz olması nedeniyle gönderilen ihtar mektubu iade edilmiş ve sigortalının ihtardan haberi olmamıştır. Sigorta şirketi 1 ay sonunda poliçeyi TTK 1502. maddesi uyarınca “prim ödenmesinden muaf sigorta (tenzil) hükümlerine tabi tutmuş, murisin ölümü ile sigorta şirketine vefat teminatının ödenmesi için başvuran davacı mirasçıların talebini sigorta priminin ödenmediği gerekçesiyle red etmiştir.
Mahkemece,davacıların murisi olan sigortalı ikinci yıl prim borcunu ödemediğinden dolayı, davalı sigorta şirketince yasanın aradığı şekle uygun olarak sigortalının son bildirdiği ikametgah adresine iadeli taahhütlü bildirim yapıldığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin C.10 maddesinde de adres değişikliğinin bildirilmemesinin sonuçlarından sigorta ettirenin sorumlu olacağı hükmü ile birlikte değerlendirildiğinde, davalının bildirim edimini yerine getirdiği, ilk yıllık sigorta primi ödendiğinden bu haliyle sigortanın prim ödemesinden muaf sigortaya dönüştüğü;yaptırılan bilirkişi incelemesi ile muaf sigortadan dolayı ödenecek tutarın 15.893,88 TL olduğu ve bu bedelin dain-i mürtehin Türkiye İş Bankasına ödenmesi halinde davacıların talep edebileceği ilave bir bedel olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Sigortacının 2. yıl prim takdisinin ödenmesine yönelik ihtarın sigortalıya gönderildiği tarihte yürürlükteki 6102 sayılı TTK’nın 1434/3. maddesine göre “prim taksitlerinin vadesinde ödenmemesi halinde sigortacı sigorta ettirene noter aracılığı veya iadeli taahhütlü mektupla 10 günlük süre vererek borcunu yerine getirmesini aksi halde süre sonunda sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını ihtar eder…” yine Hayat Sigortası Genel Şartları C.1.5 maddesinde de “Bir yıldan uzun süreli hayat sigortalarında sigorta ücretinin veya taksitlere bağlanmış olduğu takdirde herhangi bir taksitinin vadesinde ödenmemesi halinde sigortacı, sigorta ettirenin kendisine bildirmiş olduğu son ikametgah adresine taahhütlü mektupla veya noter kanalıyla ücret veya taksitin bir ay içinde ödenmesini, aksi takdirde sigortanın feshedilmiş olacağını ihtar eder…” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 1502 ve (6767 sayılı Yasanın 1325). maddesinde ise “En az bir yıldan beri yürürlükte bulunan ve bir yıllık primi ödemiş olan sigorta sözleşmelerinde, sigorta ettiren daha sonra prim ödeme borcunu yerine getirmezse, sigortacı bu sebeple sözleşmeyi fesh edemez ve prim isteyemez. Bu halde sigorta, prim ödemeden muaf sigortaya dönüşür…” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, sigorta poliçesi 10 yıl süreli olup 1. yıl prim taksiti ödenmiştir. Sigorta şirketi 2. yıl prim taksidi ödemesi için sigorta poliçesinde sigortalı adresi olarak “… Mahallesi … Sokak No:41/2 …/Artvin ” yazılan adrese gönderilen ihtar adres yetersizliğinden iade edilmiştir.
Sigortalı muris işyeri adresi olarak da DSİ 26. Bölge Müdürlüğü Artvin adresini bildirmiş. Ancak ilk gönderi iade gelmesine rağmen sigortalının işyeri adresine tebligat gönderilmemiştir.
Yukarıda izah edilen yasal düzenlemelere göre mahkemece; sigortacı tarafından poliçe üzerinde yazan adres bilgilerinin doğruluğu araştırılmadan ve yine Hayat Sigortası Genel Şartları C.1.5. maddesinde belirtildiği gibi primin ödenmesine yönelik ihtarın sigortalının son ikametgah adresine yapılması gerekirken mevzuatın yüklediği şartlarda usulüne uygun biçimde ihtarda bulunmadığı halde, poliçe kapsamı belirlenerek karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kaldı ki; dosya içerisinde bulunan, davaya konu poliçenin TKSG formunun ödeme talimatı kısmının boş olduğu ancak “Aksini bildirmediğim sürece, prim tahsilatının kredi kartımdan/cari hesabımdan yapılmasını kabul ediyorum” şeklinde şerh olduğu, poliçenin davacılar murisi tarafından imzalandığı, bankaca ilk prim taksidinin, tahsis edilen krediden düşüldüğü, kredi veren kuruluş banka ile sigorta poliçesini yapan davalı şirketin aynı sermaye grubuna dahil şirketler olduğu düşünüldüğünde, banka tarafından bu yolla sigortalıya prim taksitlerinin ödenmesi konusunda güven telkin edildiği, bu şekilde kalan primlerin tahsili yoluna gidilmemesinin Medeni Kanununun 2. maddesinde tanımlanan dürüstlük kuralına aykırı olduğu da izahtan varestedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 05/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.