Yargıtay 11. Hukuk Dairesi,
E:2023/3702, K:2023/9676, T:25.09.2023
- Kasko Sigortası
- Rizikonun Teminat Dışında Kalması
- İspat Külfeti
- İspat Külfetinin Yer Değiştirmesi
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/315 E., 2021/160 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın Kısmen Kabulü
Taraflar arasında görülen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı … şirketi yönünden davanın reddine, davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya ait, davalı … şirketi nezdinde kasko sigortalı aracın diğer davalı …’un diğer iki arkadaşıyla beraber sevk ve idaresinde Hoşdere istikametine giderken direksiyon hakimiyetini kaybederek aydınlatma direğine çarpıp ağaca vurması nedeniyle 07.12.2014 tarihinde hasarlı trafik kazası meydana geldiğinin tespit olunduğunu, ilgili hasar yeri tespit tutanağı ve ifadelerden de durumun anlaşıldığını, müvekkilinin Esenyurt Polis Merkezi amirliğine şikayette bulunduğu gibi yine Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığına vermiş bulunduğu 05.01.2015 tarihli dilekçesinde de arabasının çalındığını öğrendiğini, aracın çalınması ve hasara uğraması nedeniyle rayiç bedeli olan 30.000,00 TL’sının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde; poliçe üzerinde dain-i mürtehin kaydının bulunduğu, TTK’nın 1456/2. maddesi gereğince rehin alacaklısının davaya muvafakatinin gerektiği, kazanın kasko poliçesi ile teminat altına alınan bir hasar olmadığı, …’un eyleminin TCK 155 kapsamında bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
2. Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.11.2015 tarihli ve 2015/119 Esas, 2015/507 Karar sayılı kararıyla; …’un davacının iş yerinde abisi …’ın çalışması nedeniyle gidip geldiği, bu gidip gelmeler sırasında davacıya ait arabanın anahtarını davacının iradesi dışında aldığı, daha sonra yargılama dışı arkadaşları ile birlikte araç ile gezdiği ve kaza yaptığı, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.4 kapsamında gerekli sürücü belgesine sahip olmayanlar tarafından aracın kullanılması halinde meydana gelecek zararların sigorta teminatı dışında olduğu ve bu nedenle sigorta şirketinin meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın davalı … şirketi yönünden reddine, davalı … yönünden kabulüne, 30.000,00 TL’nin davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 02.10.2017 tarihli ve 2016/16477 esas, 2017/8752 karar sayılı ilamı ile; ” TTK’nun 1269. maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse, bu sıfatla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı Yasanın 1270. maddesi hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı, rehin alan hesabına ve onun lehine de sigorta ettirebilir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi uyarınca da sigorta tazminatının öncelikle rehin … sahibine verilmesi veya açık muvafakatının alınması gereklidir. Böyle bir durumda, sigortalı durumda olan rehin … sahibi olduğundan sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren, ancak sigortalı malın dain ve mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatını almak suretiyle sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat istemek hakkına sahip olur. Öncelikle talep hakkının rehin … sahibinde olması, yani sigorta bedelinin rehin … sahibine ödenmesi gerektiği durumda, rehin … sahibinin muvafakatinin bulunması halinde sigortalıya sigorta bedeli ödenebilir. Bu durumda dava açma … da öncelikle rehin … sahibinde olduğundan bir dava şartı olarak aktif dava ehliyeti olan davacı sıfatının da rehin … sahibinde olduğu, buna karşın daini mürtehinin muvafakati halinde bu dava şartının yerine getirilmiş sayılacağı Dairemiz yerleşik içtihatları ile de ortaya konulmuştur.
Somut olayda; kasko sigorta poliçesinde Garanti Bankası lehine rehin … olduğu görülmektedir. Dain-i mürtehin tarafından verilen muvafakat davanın her aşamasında tamamlanabilen dava şartı olup; açılan davaya muvafakatının olup olmadığı hususları ilgili bankadan sorularak gelen cevap yazısı ile usulüne uygun olduğunun anlaşılması halinde mahkemece yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Dava konusu olayda; davacı şirkete ve davalı … şirketi tarafından kasko sigortalı araç, park halinde bulunduğu yerden çalınmıştır. Hırsızlık olayının şüphelilerinin yakalandıkları ve haklarında açılan kamu davasının yargılamasının devam ettiği anlaşılmıştır. Davalı …; Davalı …’un sigortalı aracın yedek anahtarını sigortalının işyeri çekmecesinden alıp park halindeki aracı çaldıktan sonra kazanın meydana geldiğini ve aracın sürücüsü durumunda olan Volkan’ın sürücü belgesinin olmadığını belirterek zararın teminat dışı kaldığını iddia etmektedir.
Taraflar arasındaki çekişme, aracın anahtarının ne şekilde ele geçirildiği, aracın çalınma şekli ve dolayısıyla zararın teminat kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.1. maddesine göre; gerek hareket, gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde … veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, TTK.’nun 1282. maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5. maddesi ve TTK.’nun 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları)
Borçlar Kanunu’nun 53. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır.
Somut olayda, Büyükçekmece 9.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/212-2015/507 sayılı dosyasında, davalı sanık … hakkında;Suça sürüklenen çocuğun hırsızlık kastı ile davacıya ait aracın anahtarını iş yerindeki çekmeceden aldığı ve daha sonra yeminli tanık … ve …’ın anlatımlarına göre arabayı alıp getirdiği, bu suret ile haksız yere elde bulundurduğu, anahtarla hırsızlık suçunu işlediği, ancak suça sürüklenen çocuğun bu aracı geçici olarak kullanmak amacıyla hırsızladığı, anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuğun cezalandırılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Verilen hapis cezası ertelenmiştir. Dosya kapsamından; kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de somut olayın özelliği itibariyle maddi vakıanın, özellikle araç anahtarının ne şekilde ele geçirildiğinin tespiti açısından ceza davasının sonucu önem arz etmektedir. Bu nedenle sözü edilen ceza davasının sonucu ve kesinleşmesi beklenmeli, tüm deliller birlikte yeniden değerlendirilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Yerel mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştirgılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.’ gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;…’un davacının iş yerine abisi …’ın çalışması nedeniyle gidip geldiği, bu gidip gelmeler sırasında davacıya ait arabanın anahtarını davacının iradesi dışında aldığı, daha sonra yargılama dışı arkadaşları ile birlikte araç ile gezdiği ve kaza yaptığı, aracın hasarlandığı anlaşılmakla bilirkişi raporuna göre de … olduğu şekilde kara araçları kasko sigortası genel şartları A.5.4 kapsamında gerekli sürücü belgesine sahip olmayanlar tarafından aracın kullanılması halinde meydana gelecek zararların sigorta teminat dışında olduğu ve bu nedenle sigorta şirketinin meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağı gibi dain-i mürtehin … sahibi Garanti Bankası’na davanın ihbar edildiği ancak banka tarafından süre uzatma talebinde bulunulduğu, mahkemece bu talebin kabul edildiği, fakat banka tarafından her hangi bir beyanda bulunulmadığı anlaşılmakla, Yargıtay bozma ilamındaki eksikliğin böylelikle giderildiği, ceza dosyasının da kesinleştiği gerekçesiyle; davalı … şirketi yönünden davanın reddine, davalı … yönünden davanın kabulü ile 30.000 TL’nin davalı …’tan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının aracının hırsızlık sonucu çalındığının kesinleşen ceza dosyası ile belirlendiğini, oluşan zararın teminat kapsamında olduğunu, davalı … şirketi yönünden davanın reddinin haksız olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe:
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı nezdinde kasko sigortalı aracın çalınması ve karıştığı kaza sonucu pert olması nedeniyle aracın rayiç bedelinin davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. Maddesi atfıyla uygulanan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1281, 1282, 1292 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74 üncü maddesi, Kasko Sigortası Genel Şartları.
3. Değerlendirme
Uyulmasına karar verilen bozma ilamında Büyükçekmece 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/212-2015/507 karar sayılı ceza davasının sonucu ve kesinleşmesinin beklenilmesi ve tüm deliller birlikte yeniden değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki çekişme, aracın anahtarının ne şekilde ele geçirildiği, aracın çalınma şekli ve dolayısıyla zararın teminat kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.1. maddesine göre; gerek hareket, gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde … veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, TTK.’nun 1282. maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5. maddesi ve TTK.’nun 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları)
Büyükçekmece 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/212-2015/507 karar sayılı kararında; ”…suça sürüklenen çocuğun hırsızlık kastı ile katılana ait aracın anahtarını iş yerindeki çekmeceden aldığı ve daha sonra yeminli tanık … ve …’ın anlatımlarına göre arabayı alıp getirdiği, bu suret ile haksız yere elde bulundurduğu anahtarla hırsızlık suçunu işlediği, ancak suça sürüklenen çocuğun bu aracı geçici olarak kullanmak amacıyla hırsızladığı, iddia, kaçamaklı savunma , katılan anlatımı, yeminli tanık anlatımları, tutanaklar ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla suça sürüklenen çocuğun cezalandırılması gerektiği..” gerekçesiyle cezalandırılmasına karar verilmiş, karar 04.06.2020 tarihinde temyizde onanarak kesinleşmiştir.
Kesinleşen ceza dava dosyası ile de belirlendiği üzere; sanık …’un davacıya ait aracın anahtarını davacının işyerindeki çekmeceden rızası dışında aldığı … olduğundan araçta oluşan zararın teminat kapsamında olduğu kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Değerlendirme bölümünde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Dosyanın Mahkemeye gönderilmesine,
25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi