Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E:2023/4785, K:2024/6402, T:16.09.2024
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1722 Esas, 2023/1056 Karar
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ :Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile)
SAYISI :2020/214 E., 2021/397 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı şirket ortağı dava dışı Kazım Pektaş’ın hisselerini 26.07.2019 tarihinde yazılı sözleşme ile devralmasına rağmen davalı şirketçe çekilen ihtarname ile “hisse devrinin şirket esas sözleşmesinde yer alan kısıtlama nedeniyle kabul edilemeyeceği” şeklinde cevap verildiğini, bu durumun hatalı olduğunu ileri sürerek, davacının hissesinin şirket defterine kaydedilmesi ile ortaklığın tespitine ve hissenin pay defterine kaydına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının, diyaliz makineleri ile böbrekleri iflas etmiş hastalara hizmet ettiğini, her isteyen tarafından açılabilecek kuruluşlardan olmadığını, ortaklarının da Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış sağlık hizmeti sunucusu olduğunu, ürettiği sağlık hizmetlerini de Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) sözleşmesi karşılığı sunarak gelir elde ettiğini, SGK ile belli dönemlerde sözleşme yapılması, yenilenmesi veya ortaklık yapısının değiştiği durumlarında, sözleşme yapmak için aranan belgeler formunun 8 inci maddesi gereği ortakların adli sicil kaydını gösteren belgelerin istenildiğini, bu şirketin kurucuları ve hisse sahiplerinin de doktor, eczacı ve bu sektörde tecrübeli üniversite mezunu kişilerden oluştuğunu, davacının ise bu vasıflara sahip olmadığını, hissenin gerçek değerinin 500.000,00 TL’nin çok altında olduğunu, adı geçenin de bu miktarı karşılayacak ekonomik güce sahip olmadığını, şirket ana sözleşmesinin 6 ncı maddesinde hisselerin devri başlığı altında “pay defterine kayıtlı ortakların, pay çoğunluğunun onayı olmaksızın pay devri yapılamaz” hükmünün yer aldığını, ana sözleşmenin bu hükmünün TTK’nin 493 üncü maddesine uygun düştüğünü, Kanun maddesinde gösterilen hususların örnek mahiyette olduğunu, ana sözleşmenin 6102 sayılı Kanun’a aykırı olmadığını ve geçersiz hale de gelmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının davalı şirket hisselerini 26.07.2019 tarihli hisse devir sözleşmesi ile şirket ortağı dava dışı K.P.’dan devraldığı, sözleşmeye hisse bedellerinin nakden ödendiği, davacının şirket hisselerini usulüne uygun olarak devraldığı, her ne kadar şirket ana sözleşmesinin “Sermaye” başlıklı 6. maddesinde “Hisselerin Devri” alt başlıklı bendinde “pay defterine kayıtlı ortakların, pay çoğunluğunun onayı alınmaksızın pay devri yapılamaz.” hükmü ile pay devrini zorlaştıran hüküm düzenlenmiş ise de, ilgili maddenin 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un (6103 sayılı Kanun) 28/7 fıkrası gereğince nama yazılı payların devri hususundaki düzenleme karşısında kanuna aykırı olması sebebiyle geçersiz olduğu, bu hali ile hisse devir sözleşmesindeki nama yazılı pay devrinin geçerli olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, devralınan anonim şirket paylarının şirket defterine kaydı ve ortak olunduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6102 sayılı Kanun’un 493 üncü maddesi, 6103 sayılı Kanun’un 28 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun’un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 16.09.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.