TTK Madde 2

II – Ticari örf ve âdet

MADDE 2(1) Kanunda aksine bir hüküm yoksa, ticari örf ve âdet olarak kabul edildiği belirlenmedikçe, teamül, mahkemenin yargısına esas olamaz. Ancak, irade açıklamalarının yorumunda teamüller de dikkate alınır.

(2) Bir bölgeye veya bir ticaret dalına özgü ticari örf ve âdetler genel olanlara üstün tutulur. İlgililer aynı bölgede değillerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmedikçe, ifa yerindeki ticari örf ve âdet uygulanır.

(3) Ticari örf ve âdet, tacir sıfatını haiz bulunmayanlar hakkında ancak onlar tarafından bilindiği veya bilinmesi gerektiği takdirde uygulanır.

TTK Madde 2

TTK Madde 2” hakkında 2 yorum

  1. GEREKÇE/Madde 2 – Dilin arılaştırılması yanında bu maddedeki değişiklik sadece ikinci fıkradaki “şubesine” kelimesinin yerine “dalına” kelimesinin konulmasına özgülenmiştir. Değişikliğe konu olan “ticaret şubesi” ibaresi amaca olduğu gibi Türkçe’ye de uygun bulunmamıştır.

  2. KARARLAR

    1.TTK’nun 1 ve 2. maddeleri uyarınca hakkında ticari bir hüküm bulunmayan ticari işlerde mahkemenin ticari örf ve adet olarak yerleşen teamüle göre karar vermesi gerekir. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre kapalı fatura ödemeye karine olup, aksi karşı tarafça ispatlanmalıdır.” Yargıtay 15.HD., E:1996/2915, K:1996/4767, T:26.09.1996

    2. “…davacı şirket tarafından kesilen faturaların kapalı fatura olduğu ve ticari örf âdet gereği kapalı faturanın bedeli ödenmiş fatura olduğuna karine teşkil edeceği, bu durumun aksini ispat etme yükümlülüğünün davacı şirket üzerinde olduğu…” (Yargıtay 11. HD., E:2015/12875, K:2015/4069, T:04.07.2017

    3. KARŞI OY: “Kapalı fatura, kanunda bu hususta herhangi bir hüküm bulunmamakla birlikte, uygulamaya esas en basit tanımıyla, işletmenin peşin mal ve hizmet satışlarında fatura bedelini peşin olarak aldığını göstermek için faturanın alt tarafının kaşelenip imzalandığı faturalardır. TTK’nın 2. maddesi çerçevesinde, ticari örf ve adet kuralı olarak kabul edilen ve konuyla ilgili açık bir kanun hükmü bulunmadığından somut olayımıza da uygulanması gereken Ankara Ticaret Odası’nın 21.12.1948 gün ve 6 nolu kararı ile bu kararın bir tekrarı niteliğinde bulunan 25.3.1969 gün ve 536/640 sayılı kararda, bir faturanın kapalı olduğunun kabulü için faturanın altına damga pulu yapıştırılması, tarih, işletme kaşesi veya mührü ile yetkilinin imzası yanında “bedeli alınmıştır” şeklinde bir kaydı ihtiva etmesi gerektiği açıklanmaktadır. Damga pulu zorunluluğu 1318 sayılı Finansman Kanunu ile kaldırılmış olsa da, anılan kararlarda sözü edilen diğer hususların varlığı söz konusu olmadığı takdirde bir faturanın kapalı (bedeli peşin alınmış) olarak kabulü mümkün değildir.

    Tüm bu nedenlerle, yukarıda arz edilen hususları taşımayan dava konusu faturanın, söz konusu örf ve adet kuralı eksik ve hatalı yorumlanmak suretiyle kapalı kabul edilmesine ilişkin mahkeme kararında isabet bulunmadığı, buna bağlı olarak davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi kanısındayım.” Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E:2015/6860, K:2015/13633, T:17/12/2015

    4. “Bölge Adliye Mahkemesi’nce… 6102 sayılı TTK’nın 2. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm yoksa, ticari örf ve adet olarak kabul edildiği belirlenmedikçe, teamülün, mahkemenin yargısına esas olmayacağının düzenlendiği, her ne kadar davacı tarafça, dolmuş hattı ve plakasının satışının teamül gereği tanıklar huzurunda yapıldığı ve satım bedelinin bu şekilde belirlendiği ileri sürülse de, ticari örf ve adet olarak kabul edilmemiş teamülün hükme esas alınamayacağı.. karar verilmiştir.” Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E:2020/4862, K:2021/283, T:21.01.2021

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön