TTK Madde 370

1. Genel olarak

MADDE 370(1) Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir.

(2) Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır.

TTK Madde 370

TTK Madde 370” hakkında 2 yorum

  1. GEREKÇE/Madde 370 – Birinci fıkra: 370 inci maddenin birinci fıkrası, 365 inci maddede yer alan şirketin temsili yetkisinin, aksi şartedilmemişse, yani tek imza sistemi kabul olunmamışsa, çift imza ile ve yönetim kurulunca kullanılabileceğini öngörmektedir. 373 üncü maddenin birinci fıkrası hükmünce yönetim kurulu şirketi temsile, yetkili kişileri de belirler.

    İkinci fıkra: İkinci fıkra, 6762 sayılı Kanun 319 uncu maddesinin ikinci fıkrası hükmünü tekrarlayarak, 370 inci madde dolayısıyla devredilebilen yönetim hakkını temsil yetkisi ile tamamlamak amacıyla öngörülmüştür.

    Önerge: Görüşülmekte olan 96 sıra sayılı Türk Ticaret Kanunu Tasarısının 370 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

    “(1) Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir”

    Önerge – Gerekçe: Tasarının 359 uncu maddesine göre yönetim kurulu bir veya daha fazla kişiden oluşabilmektedir. Bir kişiden oluşan bir yönetim kurulunun varlığı karşısında temsil yetkisinin; yönetim kurulları arasında ayrım yapmaksızın bütün anonim şirketleri kapsayacak şekilde çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna ait olması şeklinde düzenleme yapılması yanlış yorumlara yol açabilir. Bu sebeple birinci fıkranın yeniden düzenlenmesi gerekmiştir.

  2. KARARLAR

    1. “Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 370 … maddesinde anonim şirketlerin aksi öngörülmediği sürece çift imza ile temsil edileceğinin düzenleme altına alındığı, davacı şirketin de yönetim kurulu kararı gereğince üç yönetim kurulu üyesinden herhangi ikisinin atacağı müşterek imza ile temsil ve ilzam edildiği, takibe konu bono üzerinde iki aynı imza bulunduğu, imzaların iki ayrı kişiye ait olduğu yönünde bilgi, belge ve iddia bulunmadığı, davacı şirket … imza ile borçlandırılamayacağından dava konusu senet ve takip nedeniyle sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne… Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA…” Yargıtay 11. HD., E:2023/1621, K:2024/353, T:16.01.2023

    2. “Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; sözleşme tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 370/2.maddesi ve o tarihte yürürlükte bulunan şirket ana sözleşmesinin 8.maddesi gereği anonim şirketin aynı zamanda şirket yönetim kurulu üyesinin de genel kredi sözleşmesine kefalet sözleşmesinin akdedilmesinde imzası bulunması gerekmekte ise de, aynı Yasa’nın 373/2. maddesine göre, …’ın davalı anonim şirketi münferiden temsile etmeye yetkili kılındığına dair 29/09/2011 tarihli yönetim kurulunun kararı Türk Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiş olup, davalı anonim şirket tarafından genel kredi sözleşmesine kefalet sözleşmesinin karşı tarafı olan davacı bankanın işbu hukuki işlemdeki sakatlığı müspet olarak bildiğinin tüm dosya kapsamı itibarıyla ispatlanamadığından davalı şirket adına şirket müdürü olan dava dışı … tarafından dava ve takip konusu genel kredi sözleşmesine davalı anonim şirketin kefaletinin geçerli olduğu, şirket mevzuu içinde açıkça sayılmasa bile ticaret hayatının icabı olarak şirketlerin birbirlerine veya ticari iş yaptıkları tacirlere kefalet vermelerinin, taşınmazlarını banka borçları için ipotek etmelerinin TTK’nın 137. ve 321. madde hükümleri çerçevesine giren ve şirket mevzu içinde kalan mutad bir muamele olduğu, 6102 sayılı TTK ile de ultra vires kuralı kaldırılmış olduğu gerekçesi ile, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesinin gerekçesi yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davanın kısmen kabulü ile Ankara 3.İcra Müdürlüğü’nün 2017/15522 sayılı takip dosyasında davalının 297.405,32 TL asıl alacak, 194.744,57 TL işlemiş faiz, 9.737,21 TL BSMV olmak üzere toplam 501.887,10 TL nakdi alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacak tutarının 271.065,72 TL’lik kısmına yıllık %30, 3.000,00 TL’lik kısmına yıllık %31, 23.339,60 TL’lik kısmına yıllık %19,20 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 oranında BSMV uygulanmak suretiyle takibin devamına, toplam 501.887,10 TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, gayrinakit alacağın depo talebine ilişkin istemine ve icra inkar tazminatına ilişkin fazlaya dair talebin reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir…Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA…” Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E:2021/3553, K:2022/7702, T:02/11/2022

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön