4. Tescil ve ilan
MADDE 373– (1) Yönetim kurulu, temsile yetkili kişileri ve bunların temsil şekillerini gösterir kararının noterce onaylanmış suretini, tescil ve ilan edilmek üzere ticaret siciline verir.
(2) Temsil yetkisinin ticaret sicilinde tescilinden sonra, ilgili kişilerin seçimine veya atanmalarına ilişkin herhangi bir hukuki sakatlık, şirket tarafından üçüncü kişilere, ancak sakatlığın bunlar tarafından bilindiğinin ispat edilmesi şartıyla ileri sürülebilir.
(3) (Ek:28/1/2021-7263/23 md.) Kamu kurum ve kuruluşları tarafından, ticaret siciline tescil olunan temsile yetkili kişiler ile bunların temsil şekilleri hakkında ticaret sicili kayıtları esas alınır ve şirketten bu kayıtlara ilişkin ticaret sicili müdürlüklerince düzenlenen belgeler ile Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilan dışında hiçbir belge istenemez.
GEREKÇE/Madde 373 – Birinci fıkra: Bu maddenin birinci fıkrası, 6762 sayılı Kanunun 323 üncü maddesinden alınmış, ancak şirketin kabul ettiği imza düzenini belirtmek amacıyla “ve bunların temsil şekillerini gösterir kararının noterce onanmış suretini” ibaresi eklenmiştir. 6762 sayılı Kanunun 323 üncü maddesinin birinci cümlesi, yönetim kurulunun şirketi temsile yetkili kişilerinin bu hususu sicile bildireceğini belirtmiştir. Mevcut maddenin ikinci cümlesi ise birinci cümleden bağımsız, pek de anlam taşımayan bir hüküm konumundadır. Mevcut metinden neyin tescil edileceği anlaşılmamaktadır.
İkinci fıkra: İkinci fıkra yeni olup, temsile yetkili kişilerin seçimlerine ve atanmalarına ilişkin hukukî sakatlıkların üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceği, sürülebilmesi için hukukî sakatlığın onlar tarafından bilindiğinin ispatlanması gerektiği kuralını getirerek uygulamadaki tereddütleri ortadan kaldırmaktadır. Hüküm 37 nci madde ile aynı düşünce eksenindedir. Hukukî sakatlık ne kadar ağır olursa olsun bunun üçüncü kişiye karşı ileri sürülememesi, üçüncü kişiye izleyemeyeceği, belirleyemeyeceği ve yargılayamayacağı bir yükümlülük yüklenmesini engellemek ve işlem güvenliği ile adaleti sağlamak amaçlarına yöneliktir.
KARARLAR
1. “Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; sözleşme tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 370/2.maddesi ve o tarihte yürürlükte bulunan şirket ana sözleşmesinin 8.maddesi gereği anonim şirketin aynı zamanda şirket yönetim kurulu üyesinin de genel kredi sözleşmesine kefalet sözleşmesinin akdedilmesinde imzası bulunması gerekmekte ise de, aynı Yasa’nın 373/2. maddesine göre, …’ın davalı anonim şirketi münferiden temsile etmeye yetkili kılındığına dair 29/09/2011 tarihli yönetim kurulunun kararı Türk Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiş olup, davalı anonim şirket tarafından genel kredi sözleşmesine kefalet sözleşmesinin karşı tarafı olan davacı bankanın işbu hukuki işlemdeki sakatlığı müspet olarak bildiğinin tüm dosya kapsamı itibarıyla ispatlanamadığından davalı şirket adına şirket müdürü olan dava dışı … tarafından dava ve takip konusu genel kredi sözleşmesine davalı anonim şirketin kefaletinin geçerli olduğu, şirket mevzuu içinde açıkça sayılmasa bile ticaret hayatının icabı olarak şirketlerin birbirlerine veya ticari iş yaptıkları tacirlere kefalet vermelerinin, taşınmazlarını banka borçları için ipotek etmelerinin TTK’nın 137. ve 321. madde hükümleri çerçevesine giren ve şirket mevzu içinde kalan mutad bir muamele olduğu, 6102 sayılı TTK ile de ultra vires kuralı kaldırılmış olduğu gerekçesi ile, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesinin gerekçesi yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davanın kısmen kabulü ile Ankara 3.İcra Müdürlüğü’nün 2017/15522 sayılı takip dosyasında davalının 297.405,32 TL asıl alacak, 194.744,57 TL işlemiş faiz, 9.737,21 TL BSMV olmak üzere toplam 501.887,10 TL nakdi alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacak tutarının 271.065,72 TL’lik kısmına yıllık %30, 3.000,00 TL’lik kısmına yıllık %31, 23.339,60 TL’lik kısmına yıllık %19,20 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 oranında BSMV uygulanmak suretiyle takibin devamına, toplam 501.887,10 TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, gayrinakit alacağın depo talebine ilişkin istemine ve icra inkar tazminatına ilişkin fazlaya dair talebin reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir… Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA…” Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E:2021/3553, K:2022/7702, T:02/11/2022