II – Pay senedi bastırılması
MADDE 486– (1) Şirketin ve sermaye artırımının tescilinden önce çıkarılan paylar geçersizdir; ancak, iştirak taahhüdünden doğan yükümlülükler geçerliliklerini sürdürür.
(2) Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır.
(3) Azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır.
(4) Tescilden önce pay senedi çıkaran kimse, bundan doğan zararlardan sorumludur.
GEREKÇE/Madde 486 -Hükmün birinci ve dördüncü fıkraları 6762 sayılı Kanunun 412 nci maddesinin tekrarıdır. İkinci fıkrada ise hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılması zorunluğu getirilmiştir. İlmühaberlere nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümlerin uygulanması öngörülerek kapsamlı bir hükme yer verilmiştir.
Üçüncü fıkra yeni bir hükümdür. Bu hükümle nama yazılı pay senetlerinin bastırılması olanağının yolu açılmıştır. Hüküm uyarınca azlık isterse nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılacaktır. Böylece kapalı anonim şirketlerde özellikle aile şirketlerinde pay senedinin bastırılmaması ve dağıtılmaması yoluyla baskı yapılması, pay sahiplerinin bu sıfatlarını ispattan yoksun bırakılmaları, devir olanaklarının sınırlandırılması gibi hukuka aykırı yöntemlerin önüne geçilmiştir. Nama yazılı pay senetlerinin basılmaması ve pay sahiplerine dağıtılmaması, pay defteri bulunmayan, düzensiz olan ve güncel durumu yansıtmayan şirketlerde daha büyük sakıncalar doğurmaktadır. Hükme aykırılık hâlinde pay sahiplerinin mahkemeye başvurabilecekleri şüphesizdir.
KAYNAKLAR
1. Ömer Teoman, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun Anonim Ortaklık Hisse Senetlerinin Bastırılmasına İlişkin Düzenlemesi, Batider, Haziran 2013, Cilt:XXIX, sayı:2, s.5-15.
2. Nihat Taşdelen, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Anonim Ortaklık Pay Devrine Getirdiği Sınırlamalar, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Özel Sayı, 2014, Prof. Dr. PEKCANITEZ’e Armağan, C:III, s. 3351-3387.
KARARLAR
1. “…dava konusu ilmühaberlerin çıkarıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’da, 6762 sayılı TTK’nın nama yazılı hisse senetleri yerini tutmak üzere çıkarılan ilmühaberlerin nama yazılı olması gerektiğine ilişkin 411. m. karşılığı bulunmamakla birlikte, 6102 sayılı TTK’nın 486/2 maddesinde pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabileceği, ilmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümlerin uygulanacağı, aynı Kanun’un 490/2 maddesinde, nama yazılı hisse senetlerinin devrinin devir ve ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçmesiyle yapılacağının düzenlendiği, TMK’nın teslimsiz devri düzenleyen 979. maddesinde ‘’Bir üçüncü kişi veya zilyetliği devreden, özel bir hukuki ilişkiye dayanarak zilyet olmakta devam ederse zilyetlik, teslim gerçekleşmeksizin kazanılmış olur. Zilyetliğin bu yolla devri, zilyet olmakta devam eden üçüncü kişiye karşı, ancak durumun devreden tarafından kendisine bildirildiği andan başlayarak hüküm doğurur. Üçüncü kişi, zilyetliği devredene karşı ileri sürebileceği sebeplerle şeyi edinene vermekten kaçınabilir.” hükmüne yer verildiği, nama yazılı pay senetlerinin devri için temlik beyanı veya senedin arkasında tam bir cironun yapılmasının ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devri ve teslimin gerekli ve yeterli kabul edildiği, davacı şirkette ana sözleşme ile şirket hisselerinin nama yazılı hisse senedi olarak düzenleneceğinin kararlaştırıldığı, nama yazılı senetlerin yerine geçmek üzere davacı şirket tarafından alınan yönetim kurulu kararı ile nama yazılı ilmühaber çıkarıldığı, yargılama sırasında asıl davada davalı şirket ortağı tarafından birleşen dosya davalısına devri kararlaştırılan davacı şirketteki nama yazılı pay senetlerinin yerine geçmek üzere davacı şirket yönetim kurulu tarafından çıkarılıp davalı ortağa verilen ilmuhaber örneği asıl davada davalı ortak tarafından sunulmuş olduğuna göre, işbu nama yazılı ilmuhaberin birleşen dosya davalısına zilyetliği devredilmediği gibi, birleşen dosya davalısı adına devredildiğine ilişkin ilmuhaberin arkasında tam ciro ile ayrıca temlik beyanı da bulunmadığından, davalı ortağın davacı şirketteki nama yazılı payının birleşen dosya davalısına devredildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, asıl davada davalı ortağın davacı şirketteki payını temsil eden nama yazılı ilmühaberin davalı ortağın zilyetliğinde bulunduğu anlaşıldığından davacının davalı ortağın şirketteki hisselerini devrettiğine ilişkin beyanına itibar edilmediği, bu durumda davacı … şirketin şirketteki hisselerini devretmeyen davalı ortağın hisselerini TTK’nın 493. maddesi uyarınca kendisine devrini isteyemeyeceği kaldı ki bir an için asıl davada davalı ortağın hisse devrinin geçerli olduğu kabul edilse dahi, TTK’nın 492. maddesine uygun olarak davacı şirket ana sözleşmesinin 6. maddesinde nama yazılı payların şirketin yönetim kurulunun onayıyla devredileceğine ilişkin karar doğrultusunda asıl davada davalı şirket ortağı Faruk’un davacı şirketteki hisselerinin birleşen dosyada davalı …’a devrinin davacı şirket yönetim kurulu kararı ile reddedildiği gerekçesiyle, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir…Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA…” Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E:2019/596, K:2020/3733, T:01.10.2020