TTK Madde 519

1. Genel kanuni yedek akçe

MADDE 519(1) Yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçeye ayrılır.

(2) Birinci fıkradaki sınıra ulaşıldıktan sonra da;

a) Yeni payların çıkarılması dolayısıyla sağlanan primin, çıkarılma giderleri, itfa karşılıkları ve hayır amaçlı ödemeler için kullanılmamış bulunan kısmı,

b) Iskat sebebiyle iptal edilen pay senetlerinin bedeli için ödenmiş olan tutardan, bunların yerine verilecek yeni senetlerin çıkarılma giderlerinin düşülmesinden sonra kalan kısmı,

c) Pay sahiplerine yüzde beş oranında kâr payı ödendikten sonra, kârdan pay alacak kişilere dağıtılacak toplam tutarın yüzde onu,

genel kanuni yedek akçeye eklenir.

(3) Genel kanuni yedek akçe sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşmadığı takdirde, sadece zararların kapatılmasına, işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önüne geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye elverişli önlemler alınması için kullanılabilir.

(4) İkinci fıkranın (c) bendi ve üçüncü fıkra hükümleri, başlıca amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olan holding şirketler hakkında uygulanmaz.

(5) Özel kanunlara tabi olan anonim şirketlerin yedek akçelerine ilişkin hükümler saklıdır.

TTK Madde 519

TTK Madde 519” hakkında 2 yorum

  1. GEREKÇE/Madde 519 – Madde, 6762 sayılı Kanunun 466 ncı maddesinden alınmıştır. Ancak, anılan 466 ncı maddenin ifadesi, uygulamada yorum güçlükleri doğurduğundan gerek kelimelerin seçiminde, gerek söz diziminde önemli değişiklikler yapılmış, ancak içeriğe temel olan düşünce ve hükümler değiştirilmemiştir.

  2. KARARLAR

    1. “Dava, anonim şirketin önemli miktarda varlığının satışına dair alınan genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

    Davalı anonim şirket genel kurulu “önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı” gündem maddesi ile 05.11.2013 tarihinde toplanmış ve toplantıya katılanların çoğunluğu ile karar almıştır. Davacı ortaklar, alınan kararda TTK 538/2. ve 421/3-4 maddelerinde yer alan nisaplara uyulmadığını iddia ederken, davalı şirket karar için ağırlaştırılmış nisap gerekmediğini ve TTK 418. maddesinde öngörülen nisaplara uygun şekilde karar alındığını savunmaktadır.

    TTK’nın Toplantı ve Karar Nisabı başlıklı 418. maddesine bakıldığında “(1) Genel kurullar, bu Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz. (2) Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verilir.” şeklinde düzenlenmeye yer verildiği; “Tasfiye” üst başlığı altında yer alan ve Aktifleri Satma Yetkisi başlıklı 538. maddesinin ise “(1) Genel kurul aksini kararlaştırmamışsa, tasfiye memurları şirketin aktiflerini pazarlık yoluyla da satabilirler. (2) Önemli miktarda aktiflerin toptan satılabilmesi için genel kurulun kararı gereklidir. Bu karar hakkında 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları uygulanır.” hükmünü içerdiği; 421. maddeye yapılan atıf nedeniyle konuya ilişkin 421/3. maddesi incelendiğinde ise, şirketin işletme konusunun tamamen değiştirilmesi, imtiyazlı pay oluşturulması, nama yazılı payların devrinin sınırlandırılması hususlarında esas sözleşme değişikliğinde, sermayenin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla karar alınacağına yer verildiği görülmüştür. Yine konuya ilişkin Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin Toplantı ve Karar Nisapları başlıklı 22. maddesinin 12. fıkrasında da (TTK 421/3. maddesine benzer şekilde) “Genel kurul toplantısında, önemli miktarda şirket aktiflerinin toptan satışı kararı, şirket sermayesinin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan pay sahiplerinin olumlu oylarıyla alınır. İlk toplantıda bu nisabın bulunmaması halinde, yapılacak ikinci toplantıda da aynı nisaplar aranır.” hükmüne yer verilmiştir. Şirket esas sözleşmesinin 30. maddesinde ise sermayenin en az 1/4’ünü karşılayan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığı halinde genel kurulun toplanacağı ve kararların da hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verileceği düzenlenmiş olup, TTK’nın 418. maddesi ile paralellik göstermektedir.

    6102 sayılı TTK’nın 408/2-f. maddesinde önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı genel kurulun devredilemez yetkileri arasında sayılmıştır. Önemli miktarda varlığın ne anlama geldiği konusunda Kanunda bir açıklama olmamakla birlikte somut davada, genel kurul gündem maddesinde açıkça “önemli miktarda şirket varlığı”ndan söz edilmiştir.

    TTK’nın 418. maddesi gereği kanunda ya da esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir düzenleme bulunmadığı sürece genel kurul kararlarının olağan çoğunlukla alınması kural olup önemli miktarda mal varlığı satışı için de gerek kanunda gerekse somut davadaki davalı şirketin ana sözleşmesinde kuralın aksine ağırlaştırıcı bir düzenleme bulunmamaktadır. Her ne kadar doktrinde önemli miktarda mal varlığının satışına dair genel kurul kararının da TTK’nın 538/2 maddesinin atfıyla 421/3-4’te gösterilen nitelikli çoğunlukla alınmasının gerekli olduğu ve tasfiye halinde olmayan ortaklıklar için bu hususa yer verilmemesinin unutulma eseri olduğu ileri sürülmekte ise de kanun koyucunun nitelikli çoğunluk istemiş olması halinde bunu açıkça öngörmesi gerektiği gibi savunulduğu gibi unutma halinin varlığında da bir yasa değişikliği ile murat hasıl olabileceğinden bu hususun unutulma eseri olduğu kabul edilemediği gibi kanunda yeter sayılar yönünden ayrıca ve açıkça düzenlenmemiş tüm genel kurul kararları TTK’nın 418. maddesindeki nisaplara tabi olduğundan bu yönde kanun boşluğu bulunduğu da kabul edilemez. Her ne kadar Yönetmelik’te faal/tasfiye halinde şirket ayrımı yapılmaksızın önemli miktarda şirket aktiflerinin toptan satış kararının nitelikli çoğunlukla alınacağına dair nisap öngörülmüş ise de bu nisap tasfiye halindeki şirketler için TTK’nın 538/2 maddesinin atfıyla 421/3-4 maddesinde gösterilen nisaptır ve bu nisabın faal şirketler için uygulanması normlar hiyerarşisine de aykırıdır.

    Somut davada, davalı holdingdir. TTK’nın 519/4 fıkrasına göre amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olup davalının amacı da dava dilekçesinde bu şekilde açıklanmıştır. Genel kurulda paydaş olduğu Antalya Alkollü İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş’deki paylarının satılabilmesi için 151.847 olumlu, 48 çekimser oy ile karar alınmıştır. Kararda muhalefet şerhi de bulunmamaktadır. Davacılar kararda toplantı ve karar nisabının bulunmadığını ve bu nedenle alınan kararın yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmişler ise de yukarıda açıklandığı üzere TTK’nın 418. maddesinde gösterilen toplantı ve karar nisaplarının mevcut olduğu ve iptal talebinin de bulunmadığı anlaşılmakla Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E:2020/306, K:2021/6945, T:08.12.2021

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön