B) Senetten doğan borç
MADDE 646– (1) Kıymetli evrakın borçlusu, ancak senedin teslimi karşılığında ödeme ile yükümlüdür.
(2) Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça borçlu, vade geldiğinde, senedin niteliğine göre alacaklı olduğu anlaşılan kişiye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur.
TTK Madde 646
GEREKÇE/Madde 646 – Birinci ve ikinci fıkra, 6762 sayılı Kanunun 558 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarından (dil arılaştırılması yapılmış olarak) aynen alınmıştır. Maddenin doğrudan kaynağı İsv. BK m. 966’dır. Her iki fıkra da senetten doğan borcun yerine getirilmesini, senedin borçlusu yönünden sonuçlarını düzenlemektedir. Hüküm senet borçlusu üzerine kurulmuştur. İkinci fıkra ise senedin ibrazında borcu yerine getiren senet borçlusunun durumunu belirtmektedir. Birinci fıkrada vurgu “ancak” kelimesindedir.
Almanca metinde borcun “ifası”ndan, Fransızcasında ise ödenmesinden söz edilmiştir. Tartışmalara yol açmamak için metinde değişiklik yapılmamıştır. Ancak kıymetli evrakın içerdiği hakkın değişik nitelikte olabileceği düşünülünce “ödeme” kelimesinin geniş yorumlanması doğru olur.
KARAR
“Taraflar arasında ihtilaf konusu olan 7.000,00 TL bedelli çekin davacıya iade edildiği konusunda bir ihtilaf olmadığı, ihtilafın bu çekin bedelinin ödenerek mi, yoksa ödenmeden mi davacıya teslim edildiği noktasında toplandığı dava dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır. Çekin davacıya iade edilmesi ödemeye karine teşkil eder, bu karinenin aksini savunan davalı yan çek bedelinin ödenmediğini ispat etmelidir. Aksi yazılı belge ile ispat edilmedikçe, davalının elinde fazlaca çek bulunması, bu karineyi tersine çevirmez. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak, ispat yükünde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bu yönden bozulması gerekmiştir.” Yargıtay 19. HD., E:2014/14338, K:2014/16785, T:24.11.2014.