I – Genel olarak
MADDE 659– (1) Borçlu hamile yazılı bir senetten doğan alacağa karşı, ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senedin metninden anlaşılan def’ilerle, alacaklı her kim ise ona karşı şahsen sahip olduğu def’ileri ileri sürebilir.
(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde geçerlidir.
(3) Senedin, borçlunun rızası olmaksızın tedavüle çıkarıldığı yolunda bir def’i ileri sürülemez.
TTK Madde 659
GEREKÇE/Madde 659 – Kaynağı İsv. BK m. 979 olan bu madde, 6762 sayılı Kanunun 571 inci maddesini karşılamaktadır.
KARARLAR
1. “Her ne kadar davaya konu senetler üçüncü kişi … tarafından takibe konulmuş olsa bile alacaklı …’in aracı davacıya satan …’ in oğlu olması, aracın satışının davacıya verilmemesi sebebiyle iade edildiğini bilecek konumda olması nedeniyle TTK 659/2 hükmü gereğince alacaklının borçluyu zarara uğratmak kastıyla takibe konu senetleri iktisap etmiş olduğu anlaşıldığı’ gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalılar tarafından akdi ilişki inkar edildiğinden ve davalılar tarafından söz konusu senetlerin araç satışı nedeniyle verildiğine dair bir kabul beyanı olmadığından bu ilişkinin varlığını ispat yükü davacıdadır. Mahkemece dinlenen tanık beyanları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de; somut uyuşmazlıkta, miktar itibariyle tanık dinlenemez. Hal böyle olunca mahkemece, ispat yükü üzerinde olan davacının davasını ispat bakımından yazılı delil sunamadığı, ayrıca yemin deliline de dayanmadığı gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” Yargıtay 13. HD., E:2016/11103, K:2019/5620, T:02.05.2019
2. “Borçlunun TTK’nun 659/1. maddesi uyarınca senedin geçersizliğine ilişkin defileri, yani çekteki imzanın kendisine ait olmadığını herkese karşı ileri sürebileceği düzenlenmiş olduğundan, davalı vekilinin TTK’nun 659. maddesi uyarınca müvekkiline karşı çekin rızası dışında tedavüle çıkartıldığına dair bir definin ileri sürülemeyeceğine ilişkin istinaf talebinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.” İstanbul BAM 16. HD., E:2022/946, K:2023/1638, T:3.11.2023