II – Teselsül karinesi
MADDE 7– (1) İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar. Ancak, kefil ve kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.
(2) Ticari borçlara kefalet hâlinde, hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur.
GEREKÇE/Madde 7 – Maddenin birinci fıkrasında kullanılan “müştereken” sözcüğü yanlış anlamalara yol açtığı, özellikle kefaleti çağrıştırdığı için “birlikte” sözcüğü ile değiştirilmiştir. Ayrıca, metne “kanunda” sözcüğü eklenerek öğretide eleştirilen bir eksiklik giderilmiştir.
KARAR
“Davacı banka ile dava dışı F…. …Ltd. Şti. arasında imzalanan ticari kredi sözleşmesini davalı F.. Z.. müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Anılan sözleşme ticari nitelikte bir sözleşme olup, 6102 sayılı TTK hükümlerine tabidir. Asıl borçluya kat ihtarının gönderilmemiş olması, müşterek borçlu ve müteselsil kefile bankanın müracaat etmesini engellemez. Kat ihtarı temerrüdün başlangıcı açısından önemli olup, eğer kat ihtarı gönderilmemiş ise, temerrüt icra takip tarihi itibariyle başlar.” Yargıtay 19. HD., E:2014/14235, K:2014/17942, T:11.12.2014.