6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu

TTK Madde 776

A) Unsurlar

MADDE 776(1) Bono veya emre yazılı senet;

a) Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi,

b) Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini,

c) Vadeyi,

d) Ödeme yerini,

e) Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını,

f) Düzenlenme tarihini ve yerini,

g) Düzenleyenin imzasını,

içerir.

4 thoughts on “TTK Madde 776”

  1. TicaretKanunu.Net dedi ki:

    GEREKÇE/Madde 776 – Bu madde, 6762 sayılı Kanunun 688 inci maddesinden, dili güncelleştirilerek aynen alınmıştır.

  2. Ticaret Kanunu.Net dedi ki:

    KARARLAR

    1.TTK’nın 776/1-f maddesi gereğince senette tanzim yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanun’un 777/4 maddesine göre ise tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin adının yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Tanzim yeri olarak idari birim adı (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması yeterli olup ayrıca adres gösterilmesi zorunlu bulunmamaktadır. Senette bulunması zorunlu olan tanzim yeri ve tanzim edenin adresi senet keşidecisi için gerekli olup, TTK.nun 702. maddesi hükmüne göre, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistlerin adreslerinin senette yazılı olması hali yukarıda açıklanan zorunluluğu gidermez.

    Somut olayda takibe dayanak yapılan senette TTK’nın 776/1-f maddesinde zorunlu kılınan tanzim yeri bulunmadığı gibi, aynı Kanun’un 777/son maddesine uygun biçimde bonoyu tanzim edenin ad ve soyadı yanında da yazılı bir idari birim gösterilmemiştir. Bu durumda, tanzim yeri belirlenmeyen bu belgenin kambiyo vasfı bulunmamaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-5 sayılı kararı ile benimsendiği üzere İİK’nın 170/a-2. maddesi gereğince bu husus icra mahkemesince re’sen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.” Yargıtay 12.HD, E:2015/12086, K:2015/24200, T:13.10.2015

    2.Takip konusu senet fotokopisinin arka yüzünde, “İş bu senet … ile …arasında sözleşme gereği düzenlenmiş olup, kimseye ciro etmemesi şartıyla sadece kendisine ödenmek üzere teminat amaçlı bir senettir.” ibarelerinin yer aldığı görülmektedir. Mevcut duruma göre, senet tanzim tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6762 Sayılı Kanunun 688/2. maddesine (6102 Sayılı TTK’nın 776/1-b maddesine) göre “kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi” unsurunu taşımadığı, alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği açıktır. Diğer taraftan senet lehdarı olan takip yapan alacaklının senedi bu suretle iktisap ve senede bu şekli ile hamil olması nedeni ile bu kayıtları bilerek senedi aldığının kabulü gerekeceğinden senet arkasında yer alan hususların tarafların imzasını taşımaması sonuca etkili değildir. Hal böyle olunca, söz konusu senet bono vasfında olmadığından bu senede dayalı kambiyo senetlerine özgü takip yapılamaz.” Yargıtay 12.HD, E:2015/29924, K:2015/32822, T:24.12.2015

    3.TTK’nın 776/1-e maddesi gereğince bonoda lehtarın ad ve soyadının yazılı olması zorunludur. Lehtar, gerçek veya tüzel kişi olarak bonoda gösterilmez ise dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK’nın 776/1-e maddesinde öngörülen koşulları taşımayan bu belge nedeniyle borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılması mümkün değildir.

    Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, lehtarın ünvanının eksik olarak bonoda ifade edilmesi ve lehtarın hükmi şahsiyetinin bulunduğunun ciro şerhinden anlaşılması halinde, yukarıda açıklanan kuralın tamamlanmış olduğunun kabulü gerekir. Bu ilke Hukuk Genel Kurulu’nun 14.03.2001 tarih ve 2001/11-199 Esas, 2011/244 sayılı kararında da vurgulanmıştır. Somut olayda, takip dayanağı 07.05.2014 tanzim ve 15.08.2014 vade tarihli bononun incelenmesinde senedin lehtar hanesinde “…” ibaresinin yazılı olduğu ve ilk cironun da “…” tarafından yapıldığı görülmektedir. Bu durumda; borçlu şirketin adi şirket olması sebebiyle tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Tüzel kişiliği olmayan, bu nedenle hak sahibi olabilmesi ve borç altına girebilmesine olanak bulunmayan adi şirket lehine düzenlenmiş senedin, kambiyo senedi vasfı bulunmamaktadır ve bu belge ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacaktır. İİK’nın 170/a-2. maddesi gereğince, icra mahkemesince alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunup bulunmadığı re’sen araştırılmak zorundadır.” Yargıtay 12.HD, E:2015/25618, K:2016/2691, T:29.01.2016

    4.6102 sayılı TTK’nun 776/1-f (6762 sayılı TTK’nun 688/6) maddesi gereğince, senette düzenleme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 777/4. (6762 sayılı TTK’nun 689/son) maddesine göre ise, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması gerekli ve yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda, takibe dayanak yapılan bonoda tanzim yeri belirtilmediği gibi, senette tanzim edenin isminin altında yer alan … Mahallesi … Caddesi 891. sok No: …” ibaresi idari birim değildir. Bu nedenle takibe dayanak belgede geçerli bir tanzim yeri bulunmadığından kambiyo senedi vasfında değildir. O halde mahkemece takip konusu senet yönünden imza incelemesi yaptırmadan önce tanzim yeri olmadığı hususu re’sen gözetilerek, İİK’nun 170/a-2 maddesine göre unsur eksikliği nedeniyle takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, imza itirazının reddine karar verilmesi isabetsizdir.” Yargıtay 12. HD, E:2015/23128, K:2016/599, T:13.01.2016

    5.Senet tanzim tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK’nun 688 maddesine göre (Takip ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.nun 776/1-g. maddesi); takip konusu bononun kambiyo vasfını taşıması için; “…düzenleyen kimsenin imzasını” ihtiva etmesi zorunludur. 6098 sayılı TBK nun 15. maddesine göre ise, “imzanın borç altına girenin el yazısıyla atılması zorunludur. Güvenli elektronik imza da, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğurur. İmzanın el yazısı dışında bir araçla atılması, ancak örf ve âdetçe kabul edilen durumlarda ve özellikle çok sayıda çıkarılan kıymetli evrakın imzalanmasında yeterli sayılır… Somut olayda; keşideci-borçlunun imzalarının kaşe imzalar olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, senette yer alan kaşe imzanın borçlunun elinden çıkmış ıslak imza olmaması nedeniyle, yukarıda açıklanan imza unsurunu içermeyen takip konusu senet, kambiyo senedi vasfını haiz bono niteliğinde değildir.Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Kararı, E:2016/10606, K: 2016/13343, T:05.05.2016.
    6.Takip dayanağı senette tanzim yeri Dikmen Cad., No:246/36 olarak gösterilmiştir. Bu ibare bir idari birimi yansıtmadığı cihetle dayanak belge bononiteliğinde değildir.” Yargıtay 12. HD, E:1997/7863, K:1997/8622, T:16.09.1997 (Gönen Eriş, Uygulamalı Çek Hukuku, Seçkin Yayıncılık, 4. Baskı, 2003, s.63).

    7. “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 14.12.1992 tarih ve 1/5 ve Ceza Genel Kurulu’nun 24.03.1998 gün ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere; kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün unsurları taşıması gerekir. Yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtecilik yapılması halinde fiil, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır. Türk Ticaret Kanununun 688/6 ve 689/4. (suç ve karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 776 ve 777.) maddeleri uyarınca suça konu bono asıllarının duruşmaya getirtilip incelenerek, bulunması gereken zorunlu unsurları ihtiva edip etmediğinin tespit edilmesi ve aslının denetime imkan verecek şekilde dosya arasına konulmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması…yasaya aykırı” Yargıtay 11. CD, E:2017/15791, K:2017/9275, T: 25.12.2017

    8. “TTK’nın 776. maddesine göre bono veya emre muharrer senet, senet metninde bono veya emre yazılı senet kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dilde yazılmışsa o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini, ödeme yerini, kime ve kimin emrine ödenecek ise onun adını, düzenleme tarihini ve yerini, düzenleyenin imzasını içermelidir. Sıralanan bu kayıtlar bononun zorunlu ve geçerliliğini etkileyecek olan zorunlu unsurlardır. Zorunlu unsurlardan birini içermeyen bir senet bono sayılmaz.

    TTK’nın 777. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca bononun alternatif zorunlu unsurları ise düzenleme yeri ve ödeme yeridir. Kanun koyucu bu unsurların bonoda yer almasının zorunlu olduğunu ancak bunların bonoda bulunmaması hâlinde alternatif olarak bonodaki başka unsurların bunların yerine geçeceğini, böylece senedin bono niteliğini kaybetmeyeceğini kabul etmiştir.” Yargıtay HGK., E:2017/276, K:2020/695, T:29.09.2020

    9. “Türk Ticaret Kanunu m.776/1-f hükmüne göre, “düzenleme yeri” bononun zorunlu unsurlarından biridir. Düzenleme yerinin bulunmaması halinde aynı Kanun’un m.777/4’e göre, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır. Somut olayda, ihtiyati hacze konu senette düzenleme yeri bulunmadığı gibi “Batıkent” idari bir birim olmadığından, borçlunun adının yazıldığı yer de düzenleme yerindeki eksikliği ikame edecek nitelikte değildir. Mahkemece anılan kanun hükümleri gözetilerek itirazın değerlendirilmesi gerekirken, bononun zorunlu unsurlarının bulunduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E:2014/14119 , K:2014/17249, T:02.12.2014

    10. “Bölge Adliye Mahkemesince… bononun zorunlu unsurlarından birinin düzenleyenin imzası olduğu, takip dayanağı senedin incelenmesinde düzenleyen … imzasının metni kapsar şekilde metnin altında değil büyük bir kısmının metnin yan tarafında olduğu bu nedenle takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olmadığı, mahkemece kamu düzeninden olan bu husus re’sen göz önüne alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken istemin reddinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin kabulüne İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne… Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının… ONANMASINA” Yargıtay 12. HD., E: 2022/8475, K:2023/1134, T:23.02.2023

    11. “6102 sayılı TTK 776/e maddesinde, bononun kime veya kimin emrine ödenecek ise yani lehdar kim ise onun adını taşıması zorunlu unsurlar arasında sayılmıştır. Ancak adı eksik yazılan lehtarın kim olduğunun bono arkasındaki ciro şerhinden anlaşılması durumunda bononun zorunlu unsurlarındaki bir noksanlıktan söz edilmesi mümkün değildir.
    Somut uyuşmazlıkta dava konusu bononun ciro şerhinde “Tataroğlu Mob. Ev Ofis Ger. Day. Tük. Mal. Tekst. İnş. Tic. Ltd. Şti.” yazılı olup lehdar hanesindeki “Tataroğlu Ltd. Şti.” kim olduğu açıkça anlaşıldığından, böylelikle eksiklik tamamlanmış ve lehdarın unvanı belirli olduğundan İlk Derece Mahkemesince bu gerekçe ile davalının yetkili hamil olmadığının kabulü ile HMK 320 maddesine aykırı yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” Yargıtay 11. HD., E:2021/4386, K:2022/703, T:27/01/2022

    12. “Bu aşamada belirtmek gerekir ki takibe dayanak bononun borçlusunun tüzel kişi olması hâlinde, yetki belgesinde tüzel kişiyi temsile yetkili şahısların bonoyu imzalamış olmasına ve usulünce kaşe basılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu durumda, bonodan doğan sorumluluk doğrudan doğruya temsil edilen tüzel kişiye ait olur. Yetkisiz imza hâlinin düzenlendiği TTK’nın 778. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bonolarda da uygulanması gereken aynı Kanun’un 678. maddesi “Temsile yetkili olmadığı hâlde bir kişinin temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur; bu poliçeyi ödediği takdirde, temsil olunduğu kabul edilen kişinin haiz olabileceği haklara sahip olur. Yetkisini aşan temsilci için de hüküm böyledir.” şeklindedir.
    Diğer taraftan avale ilişkin hükümler TTK’nın 778. maddesinin 3. fıkrası gereğince bonolar hakkında da uygulanır. TTK’nın 776. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi ile aynı Kanun’un 778. maddesinin atfı ile uygulanması gereken TTK’nın 701. maddesi birlikte değerlendirildiğinde bononun geçerli olması için tek imza yeterlidir ve senet ön yüzüne atılan ikinci imza aval şerhi sayılır. Ne var ki, poliçenin ön yüzüne düzenleyen tarafından iki imza atılmış olsa dahi, bu imzalar TTK’nın 700. maddesine göre aval olarak kabul edilemez. Ancak, keşideciden başka bir kişi tarafından aval veya benzeri sözler kullanılarak imzalanmışsa aval olarak sayılır.” Yargıtay HGK., E:2021/605, K:2022/1821, T:21.12.2022

  3. Ticaret Kanunu.Net dedi ki:

    HUKUKİ MÜTALAA
    “…senette İngilizce bono anlamına gelen “Promissory Note” ibaresi, bizatihi senet metninde değil “başlıkta” yer almıştır. Hukukumuzda, gerek doktrinde ve gerekse Yüksek Yargıtay Kararlarında bono kelimesinin veya yabancı dilde bu anlama gelen ibarenin senet metninin üstünde veya altında yazılması yeterli görülmeyip bizatihi senet metninde yer almış olması şart koşulmaktadır.” Erdoğan Moroğlu, Hukuki Mütalaalar, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2007, s. 87.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir