I – Komisyoncunun sorumluluğu
MADDE 928– (1) Taşıma işleri komisyoncusu, zilyetliğinde bulunan eşyanın zıyaından ve hasarından sorumludur. 876 ilâ 878 inci, 880 ve 881 inci maddeler ile, 882 nci maddenin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları ve 883 üncü, 885 ilâ 887 nci maddeler kıyas yoluyla uygulanır.
(2) Taşıma işleri komisyoncusu, zilyetliğinde bulunan malın zıyaından veya hasarından kaynaklanmayan bir zarardan sadece 918 inci madde uyarınca kendisine düşen bir yükümlülüğü ihlal etmesi hâlinde sorumludur. Tedbirli bir tacirin göstereceği özene rağmen zarar önlenemeyecek ise komisyoncu sorumluluktan kurtulur.
(3) Zararın oluşmasına, gönderenin bir davranışı veya eşyanın özel bir ayıbı da sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.
GEREKÇE/Madde 928 – 25/06/1998 tarihli Alman Taşıma Hukuku Reform Kanunu uyarınca değiştirilen Alm. TK.’nın 461 inci paragrafından alınmıştır. Tasarının 917 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki genel atfa uygun olarak, eşya yüklenicinin zilyetliğindeyken zarara uğramışsa, yüklenici, maddenin birinci fıkrası uyarınca taşıyıcıya ilişkin sorumluluk rejimine tâbi tutulmuştur. İkinci fıkrada ise, 918 inci maddede öngörülen edimlerin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi hallerinde, yüklenicinin, tedbirli bir tacirin özeni ölçüsünde sorumlu tutulacağı, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 809 uncu maddesinin birinci fıkrasına paralel olarak öngörülmüştür. Üçüncü fıkrada, Tasarının 864 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında ve 875 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen kural, kaynak Alman hükmüne uygun olarak ifade edilmiştir.
KARARLAR
1. “TTK’nin 18/2 maddesi gereğince basiretli bir tacirin daha ilk bakışta arkasını önünü anlayacağı bir olayı taraflarının sahadaki deyimle ‘iş paslamak’ basitliğinde yürütmeye çalıştıkları ve haliyle yürütemedikleri aşikardır. Kuşkusuz günümüzde ticaretin başarısı; sahaya da masaya da hakimiyetten geçmektedir. Zira, davacı şirketin dava dilekçesinde de bizatihi açıkladığı üzere basiretli tacir kavramından münhal, davalıdan aldığı ilk iş olmasına rağmen işin muhatapları olan tüm tarafları araştırmadığı, fiili taşıyıcı olarak sorumlu bununan davacı şirket adına hareket eden şoförünün ‘kolayca kandırılarak’ yapılan yüklemeye nezaret ettirilmediği, ülkemizin konumu, dünyada ve ülkemizde olay gününün siyasi, ekonomik ve sosyal koşullarına göre ön görülmesi gerektiği üzere, güya mobilya yüklemesi sırasında araca yabancı göçmenlerin de yerleştirildiği, olaya ilişkin açılan soruşturma sonucunda davacı hakkında takipsizlik kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, taşıma işleri komisyoncusunun zilyetliğinde bulunan malın zıyaından veya hasarından kaynaklanmayan bir zarardan sadece 918 inci madde uyarınca kendisine düşen bir yükümlüğü ihlal etmesi halinde sorumlu tutulabileceği, somut olayda taşımaya konu malın davalı komisyoncunun zilyetliğinde olmadığı gibi malı ve göndericiyi hiç görmediği, görünürde taşımaya konu mobilya emtiasının dava dışı —–ilinde faaliyet gösterdiği anlaşılan dava dışı ——ait olduğu ve göçmenlerin de burada araca bindirildiğinden doğan zarardan varsa bir sorumluluğun işbu gönderici firmaya ait olduğu, yukarıda basiretli tacir kavramına ilişkin yapılan eleştirilen davalı yönünden de geçerli olmakla birlikte adalet ve hakkaniyet duygusu da gereği davalıya 6102 sayılı TTK’nin 918.maddesi kapsamında olayda bir kusur ve ihmal yüklenemeyeceği, davalının göçmen vaki kaçakçılığına ilişkin bulunduğu yer ve konum ile yükleme yeri itibarıyla alabileceği bir tedbir ve özen bulunmadığından maddede sayılan yükümlülüklerini ihlal eden bir davranışı olmadığı, kaldı ki işin niteliği gereği yükleme işini davalı komisyoncudan aldıktan sonra bütün sorumluluğun davacı taşıyıcıya geçtiği, böylece davalının TTK’nin 928/2 maddesi gereğince taşıma işleri komisyoncusu olarak sorumluluktan kurtulacağı sonuç ve kanaati hasıl olmuştur.” İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi, E:2021/131, K:2024/18, T:11.1.2024