Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
E:2023/3034, K:2024/5299, T:27.6.2024
- Yönetim Kurulu Toplantısına Çağrı Usulü
- Yönetim Kurulu Üyelerinin Toplantıdan Haberdar Edilmesi Gereği
- Yönetim Kurulu Toplantısında Alınan Kararların Yoklukla Malûl Olması
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1204 Esas, 2023/601 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fatsa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/882 E., 2022/300 K.
Taraflar arasındaki yönetim kurulu kararının butlanı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; şirket ortaklarından …, … ve müvekkil …’ın genel kurul kararıyla yönetim kurulu üyesi seçildiğini, yine 27.12.2019 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan ilanla; şirket ortaklarından … ve müvekkilinin 17.04.2022 tarihine kadar, müştereken atacakları imza ile davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındıklarını, davalı şirketin pay ve temsil durumu bu şekilde iken,müvekkiline haber verilmeksizin 01.11.2021 tarihinde yönetim kurulu toplantısı yapılarak müvekkilinin temsil yetkisini kaldırdıklarını, bu kararın tescil edilerek 04.11.2021 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, alınan yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin 20.12.2021 tarihli genel kurulunda, davacı …’ın gündeme dair alınan kararlara muhalefet şerhinde “şirket faaliyetlerine doğrudan katılmadığını, 1 adet genel kredi sözleşmesi dışında şirket faaliyetine ilişkin herhangi bir belge imzalamadığını” açıkça kabul ve beyan ettiğini, davacının, ilgili dönemde bahsi geçen genel kredi sözleşmesini, bankalar nezdinde sorun yaşanacak kadar bir süre bekletmesi, şirketin ödeme döngüsü ve itibarı için önemli olan 600.000,00’er TL bedelli 3 adet çeke ısrarla imza atmaması, şirket işleyişine ilişkin arandığında ortaklara cevap vermemesi, iş bölümü gereği daha çok sahada ve madenlerle ilgilenmesi gerektiği halde, şirket için önemli olan son ihalelere katılmaması, çoğunlukla şirket merkezinde de bulunmaması gibi hususlar dikkate alındığında, şirket işleyişinin devamını sağlamak adına temsil ve ilzama yetkinin değiştirilmesi şirket açısından zorunlu hale geldiği, davacının yönetim kurulu üyeliği devam etmekle, temsile yetkili görevini sona erdiren dava konusu karar alındığını, yapılan genel kurulun usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 01.11.2021 tarihli yönetim kurulu kararının incelenmesinde; şirketin temsil ve imza yetkisinin tayinine ilişkin karar alındığı, kararın … ve …’ün çift imza ile temsil ve ilzama, bağlayıcı işler yapmaya yetkili kılınmasına ilişkin olduğunun anlaşılması karşısında, işbu kararın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 366 ncı maddesi uyarınca görev dağılımı yapılmasına ve ayrıca 370 inci maddesine de uygun şekilde şirketi temsile yetkili iki kişinin seçimine ilişkin olduğu, kararın 6102 sayılı Kanun’un 390 ıncı maddesindeki toplantı ve karar nisabına uygun olarak alındığı, alınan yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin karar alınmadığından, genel kurulun devredilemez yetkilerinin devri söz konusu olmadığından, yasa ya da ana sözleşmeye aykırı bir durum bulunmadığı gibi yönetim kurulu kararının butlanını gerektirir bir sebebin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; genel kurula çağrıda olduğu gibi yönetim kuruluna çağrının da tüm üyelere yapılmasının gerektiğini, başkan veya başkan vekilin yapacağı çağrının şekle bağlı olmadığını, ancak çağrı şeklinin ispat edilebilir bir şekle dayalı olmasının gerektiğini, yönetim kurulu üyesi olan davacının toplantıdan haberdar edilmediğini, davacının yönetim kurulu toplantısına katılma hakkının ihlal edilmiş olması nedeni ile alınan kararın geçersiz olduğunu, davacının usulsüz işlemlere onay vermemesi nedeni ile bütün yönetim kurulu kararlarının davacının bilgisi dışında alındığını, 01.11.2021 tarihli 2021/5 sayılı yönetim kurulu kararının batıl olduğunu, Yerel Mahkeme kararının hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, gerekçede hata edilmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, anonim şirkette yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin
birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6102 sayılı Kanun’un 390, 391 ve 414 üncü maddeleri.
3. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 24.05.2023 tarih, 2023/2592 E. ve 2023/3225 K. sayılı kararı, 07.02.2023 tarihl, 2021/6232 E. ve 2023/653 K. sayılı kararı, 29.12.2022 tarih, 2022/5225 E. ve 2022/9637 K. sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. 6102 sayılı Kanun’da 390 ıncı madde ve devamı hükümlerde anonim şirket yönetim kurulu toplantılarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Buna göre, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Ayrıca öneriye katılma suretiyle elden dolaştırma usulüyle de karar alınabileceğine dair düzenlemeye yer verilmiştir. Ancak anonim şirket yönetim kurulu toplantılarına çağrı şekline dair açık düzenlemelere yer verilmemiştir. Önemli olan, tüm üyelerin toplantıdan haberdar edilmesidir.
2. Somut olayda davalı şirketin üç yönetim kurulu üyesinin bulunduğu, 6102 sayılı Kanun’un 390 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince toplantıda ikisinin oyu ile karar alındığı gerekçesiyle yönetim kurulu kararının usulüne uygun olduğu kabul edilmiş ise de, yönetim kurulu üyesi davacının toplantıda hazır bulunmadığı, diğer iki üye toplantıda hazır olmakla birlikte, yönetim kurulu üyesi …’ın bu toplantıdan haberdar edildiğine dair bir delil bulunmamaktadır. Yönetim kurulu üyelerinin toplantıya katılma ve görüş bildirme hak ve ödevleri bulunmaktadır. 6102 sayılı Kanun’un 390 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince, üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Yasa’nın bu hükmüne göre çağrısız yönetim kurulu toplantısı yapılması mümkün ise de, önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Bu durumda davanın kabulü ile 01.11.2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan kararların yoklukla malûl olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.